21 Ocak 2014 Salı

Kuran'daki şiirler!

Kuran'daki bazı ayetler adeta bir şiirin mısrası gibi birbiriyle kafiyelidir, örneğin;

İzes semâun fetaret.
Ve izel kevâkibun teseret.
Ve izel bihâru fucciret.
Ve izel kubûru busiret.
Alimet nefsun mâ kaddemet ve ahharet.

bunun gibi örnekleri artırmak mümkün, mesela Rahman Suresi'ni tamamını bu bağlamda ele alabilirsiniz.

Fihima aynani neddahatan.
Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban
Fihima fakihetuv ve nahluv ve rumman
Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban
Fihinne hayratun hısan
Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban
Hurum maksuratun fil hıyam
Fe bi eyyi alai rabbikuma tukezziban

Suredeki ayetler bu şekilde uzayıp gider. Yukarıda da yer aldığı gibi aynı ayet 30 dan fazla kez ayrı bir ayet olarak tekrar eder ki bu bir şiirde kafiye dışında görebileceğimiz tipik bir nakarat olayıdır.

Ayetlerdeki şiirsel anlatım ortadayken Yasin Suresi 69. ayetinde "Biz ona şiir öğretmedik" denilmektedir. Hakka Suresi 41. ayetinde de " O, bir şairin sözü değildir" denmektedir. Bu ayetlerde kastedilenin Muhammed peygamber olduğu belirtilerek kendisinin bir şair, sözlerinin ise şiir olmadığı ifade edilmektedir.

Oysaki eğer siz bazı sözleri ilk söyleyen kişiyseniz ve bunları kısa cümleler halinde, kafiyreli ve nakaratlı bir şekilde okursanız bu sizi şair, sözlediklerinizi de şiir yapmış olmaz mı? Madem Allah Kuran'ın şiir olmadığını, peygamberinin de şair olmadığını söylüyor, ayetleri bu şekilde neden okutuyor?

deyim yerindeyse dediğiyle yaptığı birbirini tutmayan böylesi bir durumu yaratmaktansa peygamber çıkıp "ben bir tek Allah'ın şairiyim, bu mısralarda Allah'ın şiiri" dese ne kaybetmiş olurdu, bir şey kaybetmezdi ve kesinlikle şimdikine kıyasla daha tutarlı bir durum ortaya çıkmış olurdu.

muhtemelen ayet diye şiir mısraları öne sürülünce bunları cahiliye şiirleriyle benzerliği yüzünden eleştirenler oldu ve bu eleştiriler karşısında da bu ayetlerden geri adım atma diye birşey sözkonusu olamayınca "şiir değildir, şair değildir" gibi inkar yoluna gidildi..

7 yorum:

  1. ''...peygamber çıkıp "ben bir tek Allah'ın şairiyim, bu mısralarda Allah'ın şiiri" dese ne kaybetmiş olurdu, bir şey kaybetmezdi ve kesinlikle şimdikine kıyasla daha tutarlı bir durum ortaya çıkmış olurdu.''

    Sevgili gerçeğin izinde; Muhammed peygamber senin dediğin gibi demiş olsaydı son derece tutarsız bir durum oluşurdu çünkü şair şiir yazan kişidir, Muhammed yalnızca şiiri tebliğ etti, kendisi yazmadı, dolayısıyla ben Allah'ın şairiyim diyemezdi. İnkarcılara karşı vurgulanmak istenen söylenmiştir;
    -O çok kerim bir elçinin sözüdür,(Hakka 40)
    -Alemlerin rabbinden indiriştir o.(Hakka 43)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte böyleee,
      -O çok kerim bir elçinin sözüdür,(Hakka 40)
      -Alemlerin rabbinden indiriştir o.(Hakka 43)Bakın bu iki ayatta birbirinin tam tersı anlamındadır Hakka suresi 40 da diyürki bu kitap çok muhteren bir NEBİNİn sözüdür.
      Hakka 43 dede diyürki bu kitap Alemlerin rabbından indirilmiştir.Şimdi gelde ınan bu kitaba.

      Sil
    2. Elçi resul de olabilir, cebrail de olabilir. Hangisi olursa olsun sonuçta Allah'tanc.c. alına sözlerdir. İster getiren cebrail as olsun, ister gelen resul Hz Muhammet olsun. Sonuçta Kaynağı önemli. Kaynak Allah 'tandır c.c.elçiye ait söz değil, elçiye emanet edilen, git şunu söyle diye emanet edilen söz.43. ayetle birlikte okursan daha iyi anlarsın.''Alemlerin rabbinden indirilmedir.'' devletlerin elçileri kimi temsil eder. Gönderilen devleti temsil eder. Onun bütün faaliyetleri temsil ettiği devlet adına yapar. Kendinden bir şey yapsa hemen görevden alınır. Peygamberde öyle bir şey yapsa, ''Eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,Elbette onu kıskıvrak yakalardık.Sonra onun can damarını koparırdık. Hiçbiriniz buna mâni olamazdınız.''aynı sürenin 44-47. ayetleri hep eleştirdiğin ayeti tefsir ediyor. iyi okumadan yorum yapmayın. Ahiret var. orda hiç kaçış olmayacak. Allah'a kul olmaya bakalım.Kur’an’ı tebliğ eden Hz. Peygamber’e müşriklerden bazıları şair, bazıları da kâhin diyorlardı. Bu sebeple yüce Allah burada yaptığı yeminle Kur’an-ı Kerîm’in bir şair veya kâhin sözü değil, değerli bir elçinin sözü olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca söz sanatı bakımından da Kur’an’ın şiir olmadığını, kâhin sözüne benzemediğini bazan kendileri de itiraf ettikleri halde müşrikler ondan ne ibret almışlar ne de onun ilâhî kelâm olduğuna inanmışlardır (Resûlullah’ın içinde yaşadığı toplumda “şair” kelimesinin kullanıldığı özel anlam hakkında bk. Yâsîn 36/69). Müfessirlerin çoğunluğu Resûlullah hakkında söylenilen şair ve kâhin sözlerini dikkate alarak 40. âyetteki, “değerli elçi”den maksadın Hz. Peygamber olduğu kanaatine varmışlardır. Tekvîr sûresinin 19. âyeti de aynı lafızları taşır; fakat çoğunluğun yorumuna göre orada elçiden maksat Cebrâil’dir. Aslında bu iki yorum arasında bir çelişki yoktur. Zira Kur’an’ı Hz. Peygamber’e Cebrâil getirmiş, o da tebliğ etmiştir. Bu sebeple Tekvîr sûresindeki âyetin bağlamına Cebrâil, buradaki bağlama ise Hz. Peygamber uygun düşmektedir. Gerçekte Kur’an Allah’ın kelâmıdır; nitekim 43. âyette âlemlerin rabbi katından indirilmiş olduğu açıkça ifade buyurulmuştur. Buna göre Cebrâil ve Hz. Peygamber Allah’ın kelâmını kullarına ulaştırmada aracı oldukları için 40. âyette söz onlara nisbet edilmiştir (bk. Râzî, XXX, 117). "Ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş' bir elçiyim " ayeti Kur'an-ı Kerîm'de muhtelif sûrelerde zikredilmektedir. Allah, her ümmete bir elçi göndermiştir (Yûnus, 10/47; en-Nahl, 16/36, 84, 89: el-Fâtır, 35/24...). Hz. peygamber, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş son elçidir. "Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan elçiliğini tebliğ etmiş olmazsın..." (el-Mâide, 5/67) buyuran Allah (c.c.), Rasûlünü risâlet görevini tebliğ hususunda uyarmıştır

      Sil
  2. ZÜHRUF Suresi 3. Ayet : Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.
    إِنَّا جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ ,
    Bu sureye iyi bakınız,Sonra tefsire bakınız, sonra Peygamber Efendimiz(SAV)'e sadece bir şairdir diyenlere bakınız (örn.Ebu Leheb,Ebu Cehil vs.)

    YanıtlaSil
  3. Örnek olarak verdiğin ayeti bile yanlış çevirmişsin. O ayette
    Belki akıl edersiniz diye Kuranı Arapça yaptık.
    deniyor.
    İlk ayet Oku idi ya ,okuduğunuz ortada.

    YanıtlaSil
  4. ayrıca her kafiyeli yazan kişiye şair denmez. öyle ki ilköğretim de de kafiyeli şiir yazan talebeler vardır ve bunlar şair değillerdir. ALLAH muazzam güzellik de ve kafiye de indirilen KURAN hakkında haliyle şiir olduğunu düşünmemeleri için bu uyarıyı yapmış haklı olarak. ayrıca tüm hikayelerinde tevrattan ve incilden alıntılar yapman zaten yanıldığın manasını taşır... öyle ki ALLAH KURAN'da zaten o kitapların tahrif edilmiş olduğunu dile getirmektedir. ayrıca kelime köklerine inme konusunda eski ahit'den esinlenmen de ilginç. öyle ki dünya üzerinde kullanılan bir çok kelimenin kökekinden farklı anlamlar taşıması ve geriye dönük araştırmalarla türkçe dilimizde de mevcut bir çok kelimenin eski çağ kökeninde bir benzerine yada kaynağına ulaşabilirsin. KURAN mevcut dönemin mevcut diliyle insanların anlayabiliceği bir dilde indirilmiştir ki haklıdır. sırf KURAN için ALLAH cc bir dil meydana getiricek değildi. artı olarak diyanet ve KURAN'ı mealleştiren herkes KURAN'ı tam anlamıyla manasıyla çeviremediklerini belirtmiş, KURAN hakkında ki gerçek ilmin yanlızca ALLAH ve RESULE ait olduğunu dillendirmişler dir. eski çağ ve yunan mitolojisinde ki o ilgi çekici görkemli sapık sözde tanrıların ve kehanetlerinin seni etkisi altına aldıkları aşikar. makalelerin cahil ve kafası karışmış haliyle yönlendirilmeye potansiyeli olan insanları dinlerinden döndürmen için etkili. ama sadece o insanları. ayrıca KURAN'da HZ MUHAMMED'e vahiyler halinde indirildiği ve bu ayetleri yanındaki yazıları ezberleyip kitaplaştırdıkları daha sonra bu nüshaların HZ MUHAMMED tarafından incelenerek eksik fazla yada yanlış olan yönlerinin silinerek yerine doğru olanlarının yazıldığı ise hadislerde mevcuttur ki bunu gösterir ki eski mushaflarda daha önce silinmiş bir yerlerin üzerine tekrar ayet yazılmış olması mümkündür. şeytan dilini kolaylaştırıyor ve inkarı destekler belgelere dökümanlara bilgilere ulaşmanda sana yardım ediyor aşikar. kelime kökenlerinden, ve mitoloji maceralarından sulanan beynini KURAN ve TAM İLMİHAL yada BEDDİÜZZAMAN'ın RİSALE İ NUR kitabıyla yeniden yeşerterek bilim yerine önce ilim öğrenmeni tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  5. selam
    inanan insanlar için kur'an ve sünnetten perspektifine aykırı düşünceler geliştirmenin ne kadar zor olduğunu anlayamazsınız.
    Gerçekten tanrı ya da tanrılar varsa ve bizlere değer veriliyorsa
    bir gün tüm gerçeğin açıklanmasını umuyorum ;)
    Çok fazla din var ve hemen hepsi birbirini inkar ediyor.
    ya sadece biri doğru ya da hepsi yanlış olmalı.
    Huzurlu ve mutlu hayatlarınız olsun, iyi akşamlar..

    YanıtlaSil