21 Ekim 2012 Pazar

Allah'ın kayıp yönleri!



En başta belirteyim yapacağım bu kıyaslamadaki maksadım tabi ki Tevrat savunculuğu falan yapmak değil. Sadece Kuran'daki bir anlatım eksikliğine daha dikkat çekmek istiyorum.

Allah Tevrat'ta sonradan kendisine İsrail adını verceği Yakup'a şöyle seslenir:

"Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye doğru yayılacaksınız. Yeryüzündeki bütün halklar sen ve soyun aracılığıyla kutsanacak." (Yaratılış 28;14)

Görüldüğü gibi Allah'ın insanların "yayılmasından" bahsederken kullanmış olduğu yönler dört bir tarafı, doğu,batı ile kuzey ve güneyi de içermektedir.

Yeryüzünün yuvarlak oluşunu dikkate aldığımızda bu haliyle dört yönden bahsedilmiş olması mantıklı gözükmektedir. Çünkü dünya üzerinde sabit bir kaynak noktasını ele alırsak, bu noktanın doğusu ve batısındaki topraklarda yaşayan milletler olduğu gibi kuzeyinde ve güneyinde yaşayan milletler de bulunmaktadır. Haliyle yeryüzünün genelinden bahsederken dört bir yönden bahsediliyor olması normaldir.

Şimdi bir de Kuran'daki anlatımlara bakalım, maksat yine aynı; yeryüzünün tamamını kastetmek:

"Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti..." (Araf -137)

"Doğu da, Batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir." (Bakara -115)

"Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi." (Şuara -28)

"Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur..." (Nur -35)

"Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter..." (Mearic -41)

Kuran'da dünya sanki bir tek doğu ve batıdan, iki uçlu düzemsel bir yapıdan oluşuyormuş gibi sadece doğu ve batı kelimelerine yer vermektedir.

Her iki kitaptaki ayetlerde apaçık ortada, o zaman sormamız gereken soru şu; yeryüzünün genelinden bahsederken Tevrat'ta kullanılmış olan "doğu-batı ve kuzey-güney" ifadeleri mi daha doğru bir anlatımdır yoksa Kuran'da geçen sadece "doğu-batı" denmesi mi daha doğrudur?

1 yorum:

  1. Kur'an-ı Kerîm'de kuzey-güney ifadelerinin geçmediği gerekçesiyle Kur'an-ı Kerîm'deki ifadelerden, dünyanın şeklinin iki uçlu düzlemsel bir yapı olduğu çıkarımı, doğrusu insana sorduruyor: "Hakikat bunun neresinde? " Yani bu çıkarım akla, mantığa hiç sığıyor mu? Kur'an-ı Kerîm, bugün dahi yeni yeni mucizeleri keşfedilen bir KİTABULLAH olduğu halde , böyle bir kitabın içinde, HAKİKATE aykırı değil bir ayet, bir harf dahi olamayacağı doğrusu AKLEDENLER için bir HAKİKAT. HAKİKATİ bulmak isteyenler için ne çok seçenek var. İnternet üzerinden bir çok site bu HAKİKAT ARAYICILARA hizmet veriyor. SORULARLA İSLAMİYET bunlardan biri. Son olarak şunu da belirtmeliyim ki; insan şu soruları kendine sormalı: 1-Ben neyim, neden bu koca dünyada bir tek aklı ve mantığı olan benim? 2- Burada, şu koca dünyada, neden varım, ne işim var? 3- Bende diğer canlılarda olmayan Bir AKIL varken acaba öldükten sonra bana ne olacak, bu kadar yaşadığım şeyler boşa mı gidecek?
    Hakikati GERÇEKTEN bulmak isteyenler EMİNİM amaçlarına ulaşacaklar
    İNŞÂALLÂH.

    YanıtlaSil