18 Ekim 2012 Perşembe

Üç insan ve yola geliş!

Peygamber:

-Allah'ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden neyi yaratmışlardır? Yoksa göklerin yaratılışında onların bir ortaklığı mı var? Eğer doğru söyleyenler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı olsun getirin bana! (Ahkaf 4)

-Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin!.. (Lokman 11-12)


Zerdüşt:

-Benim de senin gibi kutsal bir kitabım var, adı "Avesta". Orada yazanlara ve benim inancıma göre bu dağları, gökten inen yağmuru ve canlıları, maddi manevi herşeyi tanrım Ahura Mazda yarattı. Çevrene bakıp gördüklerinin hepsi benim taptığım tanrının yarattıkları şeylerdir.






Hindu :

-Benim de kutsal metinlerim var, bunlar dünyanın en eski kutsal metinleridir, adı "Rig Veda". Orada yazılanlara göre dünyayı yaratan tanrılarım içerisinden Brahma'dır. Senin çevrende gördüğün herşey tanrım Brahma'nın tezahürleridir.








Peygamber:

-Ey zerdüşt,ey hindu! verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim. Sizin sayenizde birşeylerin gerçek olup olmadığını bilebilmek için geçmişten gelen bir kitap veya bir bilginin var olup olmadığını sormamın aslında yetersiz olduğunu anladım.

Kendi sözlerimin doğruluğunu iddia ederken bana inanmayanlardan yapamayacakları şeyler yerine aslında onların da benim gibi elde edebilecekleri veya iddia edebilecekleri şeyleri istemekteyim. Bunu istemek ne kadar mantıklı olabilirdi ki?


Ayrıca, benim de ispat edemediğim sadece sözde kalan "herşeyi benim tanrım yarattı" gibi lafların başka  inanca sahip kişiler tarafından da iddia edilebileceğini öğrenmiş oldum.

Ey zerdüşt, ey hindu! ben tüm insanlığa seslendiğimi sanıyordum ama bu dünyada kitap nedir bilmeyen şu cahil, kitapsız arapların dışında meğer başka kitap sahibi insanlar da varmış.

Sanırım bu sözlerimi geri alıp, daha doğru ve daha evrensel bir şekilde yeniden söylemem gerekiyor:

-Allah'ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana onların yeryüzünden birşeyi yarattığını asla gösteremezsiniz. Göklerin yaratılışında da onların bir ortaklığı olamazdı. Doğru söylediğinize sizi inandıran ister geçmişten bir kitap olsun isterse bir bilgi kalıntısı, hepsi atlarınızın yanılgısıydı! (Ahkaf 4 / modified)

-Allah, gökleri hiçbir direkle ulaşamayacağınız bir derinlikte yarattı. Yeryüzünden de, sizi sarsın diye dağlar yükseltti ve orada her türlü canlıyı barındırdı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki yetiştirdi. İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi artık, Allah’ı bırakıp taptıklarınızın hiçbirşey yaratmadığını görün!. (Lokman 11-12 / modified)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder