Din adına işlenen onca zulme inat bir parça daha sallayalım Kuran'nın yalancı tahtını;
“A’la” kelimesi Kuran’da Allah’ın bir sıfatı olarak geçen bir kelime. Kelime anlamı olarak “en yüce, en yüksek” anlamlarına geliyor. Kuran’da ayrıca 87. Surenin ismi de “A’la”;
Ala Suresi -1:
“Rabbinin “Âlâ” ismini tesbih et.”
Allah’ın bir sıfatı olarak sıkça Kuran’da geçen “a’la” kelimesine biraz yakından bakalım. Bu kelime yüksek olmak anlamındaki a-v-l (ع ل و) kökünden geliyor. Kuran’da a’la kelimesi ile aynı kökten gelen ancak Allah’ın sıfatının dışında kullanılan başka kelimeler de var.
Şimdi a’la kelimesinin Arapça kökünü esas alarak bu harflerin İbranice karşılıklarını bulup, bu kökün İbranice Eski Ahit’te nasıl geçtiğine bakalım.
علي
From root ع ل و (ʿ-l-w). Cognate with Hebrew עָלָה ('alá).
Kuran’daki “a’la” kelimesinin İbranicedeki karşılığının עָלָה ('alá) kökü olduğunu görüyoruz. Eski Ahit’in İbranicesinde bu kökten gelen ve özellikle “gelmek, varmak” anlamına gelen çok sayıda kelime bulunmakta. Eski Ahit’te עָלָה ('alá) kökünden gelen bu İbranice kelimelere aşağıdaki linkten bakılabilir, 888 defa bu kökün geçtiğini görüyoruz.
http://biblehub.com/hebrew/5927.htm
peki 888 kullanım içerisinde עָלָה ('alá) kelimesi Kuran’daki gibi “en yüce, en yüksek” anlamında hiç geçiyor mu?
Bakabildiğim kadarıyla özellikle iki ayette עָלָה ('alá) kökünün tıpkı Kuran’daki kullanım gibi Allah’ın bir sıfatı olarak geçtiğini görüyoruz; bunlar Zebur 47:9 ve 97;9;
Zebur 47:9:
Ulusların önderleri, İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş; Çünkü Tanrı'ya aittir yeryüzü kralları.O çok yücedir.
Zebur 97:9:
Çünkü sensin, ya RAB, bütün yeryüzünün en yücesi, Bütün ilahların üstündesin, çok ulusun.
İşin ilginç tarafı, עָלָה ('alá) kökü bu iki ayetin dışında bir ayette daha bir şeyin “yücesi, üstünlüğü” anlamında geçiyor. Bu ayet ise Özdeyişler 31:29;
Özdeyişler 31:29:
“Soylu işler yapan çok kadın var, Ama sen hepsinden üstünsün” der.
Görüldüğü gibi bu sefer karşımıza bir kadın çıkıyor ve עָלָה ('alá) kökü bu sefer “üstünlük” anlamında bir kadının sıfatı olarak geçiyor. Özdeyişler 31. Bölümünde kastedilen bu kadın “Erdemli Kadın” başlığı altında anlatılıyor. (Bkz.)
Kısaca toparlayacak olursak; Kuran’da Allah’ın önemli bir sıfatı olarak geçen “a’la” kelimesi Eski Ahit’te benzer anlamda iki şey için geçiyor; birisi yine Allah için diğeri ise erdemli bir kadın için. Allah ile aynı sıfatla anılan, övülen bu kadın kim peki? “A’la” sıfatının Eski Ahit’teki yansıması ve Kuran’daki anlamına benzer kullanımı karşımıza “Allah = Kadın” ilişkisini çıkartıyor ki bunun en mantıklı karşılığı “Tanrıça”dır.
Yukarıda עָלָה ('alá) kökünün Özdeyişler 31:29. ayetinde erdemli kadının üstünlüğü için geçtiğini söylemiştik, bu ayetten bir önceki ayete bakın;
Özdeyişler 31:28:
“Çocukları önünde ayağa kalkıp onu kutlar, Kocası onu över.”
קמו בניה ויאשרוה בעלה ויהללה׃
“Kamu baneha way-asseruha, ba’lah way-hallah”
Bu ayette aynı kadına atfen “kutlamak” olarak geçen kelimemizin kökü:
Original Word: אשר
Transliteration: ashar
Phonetic Spelling: (aw-shar')
Short Definition: guide
Bir Tanrıçanın adı olan “Asherah” kelimesi ayette geçen bu kökten gelmektedir.
The name Asherah comes from the common Hebrew verb אשר (asher) (Bkz.)
kısacası “a’la” olarak anılan bu erdemli kadına bir önceki ayette Tanrıçanın adı olan “Asherah” şeklinde seslenilmektedir diyebiliriz. Aynı kökten gelme durumunu esas aldığımızda bir önceki ayetin şu şekilde de çevrilmesi mümkündür;
“Çocukları önünde ayağa kalkıp Asherah diye seslenir, Kocası ona Tanrıça diye seslenir.”
Bu ayetteki “Asherah” anlatımına ilişkin linkini paylaşacağım ve bir yabancı tarafından yıllar öncesi hazırlanmış şu videoya da özellikle göz atmanızı isterim, videonun altında ilave açıklamalar bulunmakta.
https://vimeo.com/9256708
Kuran’da Allah’ın sıfatı olarak geçen bir kelime (a’la) köken itibariyle Eski Ahit’te Allah’ın dışında erdemli bir “kadın” için söyleniyor ve bu kadına aynı zamanda “Asherah” kelimesinin köküyle sesleniliyor;
Kuran: “a’la” = Allah
Eski Ahit: “a’la” = Allah + Kadın (Ashar (אשר)/Asherah (אשרה))
Kuran’daki Arapça kelime köklerinin İbranice Eski Ahit’teki karşılıkları ve istisnai kullanım şekilleri Kuran’ın özünü de gözler önüne seriyor, tıpkı Eski Ahit’in kendisi gibi tanrıça inancının ve anlatımının tam olarak bu kitaplardan silinip atılamadığını ortaya koyuyor. Kuran da Eski Ahit gibi kökeni itibariyle baba tanrının yanı sıra ana tanrıça inancından da bahseden eski putperest antik metinlere dayanmaktadır. Kutsal diye yutturulmaya çalışılan bu kitaplardaki yazımlar aynı kökten veya birbirlerinin kopya edilişlerinden oluşturuldukları için aralarında yapılan kıyaslamalar ve istisnalar kelimelerin gerçekte ne anlam taşıdıklarını ortaya koyuyor. Tabi daha eski olan metin öze daha yakın olduğu için sonrakini açıklamakta daha doğru bir bilgi sunuyor.
(Not: “a’la” kelimesinin karşılığı olan İbranice “a’la” kökünün 888 kez Eski Ahit’te farklı anlamlarda kullanıldığını ve bunca kullanım içerisinden Kuran’dakine benzer manada “bir şeyin yüceliği” anlamında 3 ayette (ikisi Allah, birisi kadın için) geçtiğini belirtmiştim. Bunların dışında söz konusu “a’la” kelimesinin benzer bir anlamda kullanımı olmadığını kesin olarak teyit edebilmek için diğer farkı anlamlardaki kullanımların tamamına bakmak gerekiyor. Bu konuda yardımcı arkadaşlar olursa sevinirim. Eğer kesin olarak “a’la” kelimesinin karşılığı “asherah” köküyle anılan bir “kadınla” sınırlı kalırsa Kuran’daki “a’la” diye anılan Allah’ın da aslında ne olduğuna dair büyük bir ipucu yakalanmış olacak.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder