6 Şubat 2016 Cumartesi

İlyas, Elyasa.. Tanrıçanın Peygamberleri!



İlyas Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam dinlerinde kutsal bir peygamberdir. Bu başlıkta Eski Ahit ve daha sonrasında Kuran anlatımından hareketle İlyas’ın gerçekte kimin peygamberi olduğuna değinmeye çalışacam.

İlkin linkini paylaşacağım kitaptaki bilgiyi aktaralım; The Ancient Near East adlı kitapta; Eski Ahit’te bilinenin tersine Tanrıça Asherah’a karşı tamamıyla olumsuz bir anlatımın bulunmadığı özellikle İlyas ve Elyesa peygamberlerin Tanrıça Asherah ve putlarına karşı her hangi bir olumsuz söyleminin bulunmadığı ifade edilmektedir.

Bu bilgiyi dikkate alarak Eski Ahit’te İlyas peygamber ile Tanrı Baal ve Tanrıça Asherah bahsinin geçmiş olduğu kısmı aynen almak istiyorum;

Eski Ahit : 1 Krallar 18:

İlyas Karmel Dağı'nda

16 Ovadya gidip Ahav'ı gördü, ona durumu anlattı. Bunun üzerine Ahav İlyas'ı karşılamaya gitti.

17 İlyas'ı görünce, “Ey İsrail'i sıkıntıya sokan adam, sen misin?” diye sordu.

18 İlyas, “İsrail'i sıkıntıya sokan ben değilim, seninle babanın ailesi İsrail'i sıkıntıya soktunuz” diye karşılık verdi, “RAB'bin buyruklarını terk edip Baallar'ın ardınca gittiniz.

19 Şimdi haber sal: Bütün İsrail halkı, İzevel'in sofrasında yiyip içen Baal'ın dört yüz elli peygamberi ve Tanrıça Aşera'nın dört yüz peygamberi Karmel Dağı'na gelip önümde toplansın.”

20 Ahav bütün İsrail'e haber salarak peygamberlerin Karmel Dağı'nda toplanmalarını sağladı.

21 İlyas halka doğru ilerleyip, “Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?” dedi, “Eğer RAB Tanrı'ysa, onu izleyin; yok, eğer Baal Tanrı'ysa, onun ardınca gidin.” Halk İlyas'a hiç karşılık vermedi.

22 İlyas konuşmasını şöyle sürdürdü: “RAB'bin peygamberi olarak sadece ben kaldım. Ama Baal'ın dört yüz elli peygamberi var.

23 Bize iki boğa getirin. Birini Baal'ın peygamberleri alıp kessinler, parçalayıp odunların üzerine koysunlar; ama odunları yakmasınlar. Öbür boğayı da ben kesip hazırlayacağım ve odunların üzerine koyacağım; ama odunları yakmayacağım.

24 Sonra siz kendi ilahınıza yalvarın, ben de RAB'be yalvarayım. Hangisi ateşle karşılık verirse, Tanrı odur.” Bütün halk, “Peki, öyle olsun” dedi.

25 İlyas, Baal'ın peygamberlerine, “Kalabalık olduğunuz için önce siz boğalardan birini seçip hazırlayın ve ilahınıza yalvarın” dedi, “Ama ateş yakmayın.”

26 Kendilerine verilen boğayı alıp hazırlayan Baal'ın peygamberleri sabahtan öğlene kadar, “Ey Baal, bize karşılık ver!” diye yalvardılar. Ama ne bir ses vardı, ne de bir karşılık. Yaptıkları sunağın çevresinde zıplayıp oynadılar.

27 Öğleyin İlyas onlarla alay etmeye başladı: “Bağırın, yüksek sesle bağırın! O Tanrı'ymış. Belki dalgındır, ya da heladadır, belki de yolculuk yapıyor! Yahut uyuyordur da uyandırmak gerekir!”

28 Böylece yüksek sesle bağırdılar. Adetleri uyarınca, kılıç ve mızraklarla kanlarını akıtıncaya dek kendi kendilerini yaraladılar.

29 Öğlenden akşam sunusu saatine kadar kıvrandılar. Ama hâlâ ne bir ses, ne ilgi, ne de bir karşılık vardı.

30 O zaman İlyas bütün halka, “Bana yaklaşın” dedi. Herkes onun çevresinde toplandı. İlyas RAB'bin yıkılan sunağını onarmaya başladı.

31 On iki taş aldı. Bu sayı RAB'bin Yakup'a, “Senin adın İsrail olacak” diye bildirdiği Yakupoğulları oymaklarının sayısı kadardı.

32 İlyas bu taşlarla RAB'bin adına bir sunak yaptırdı. Çevresine de iki sea tohum alacak kadar bir hendek kazdı.

33 Sunağın üzerine odunları dizdi, boğayı parça parça kesip odunların üzerine yerleştirdi. “Dört küp su doldurup yakmalık sunuyla odunların üzerine dökün” dedi.

34 Sonra, “Bir daha yapın” dedi. Bir daha yaptılar. “Bir kez daha yapın” dedi. Üçüncü kez aynı şeyi yaptılar.

35 O zaman sunağın çevresine akan su hendeği doldurdu.

36 Akşam sunusunun sunulacağı saatte, Peygamber İlyas sunağa yaklaşıp şöyle dua etti: “Ey İbrahim'in, İshak'ın ve İsrail'in Tanrısı olan RAB! Bugün bilinsin ki, sen İsrail'in Tanrısı'sın, ben de senin kulunum ve bütün bunları senin buyruklarınla yaptım.

37 Ya RAB, bana yanıt ver! Yanıt ver ki, bu halk senin Tanrı olduğunu anlasın. Onların yine sana dönmelerini sağla.”

38 O anda gökten RAB'bin ateşi düştü. Düşen ateş yakmalık sunuyu, odunları, taşları ve toprağı yakıp hendekteki suyu kuruttu.

39 Halk olanları görünce yüzüstü yere kapandı. “RAB Tanrı'dır, RAB Tanrı'dır!” dediler.

40 İlyas, “Baal'ın peygamberlerini yakalayın, hiçbirini kaçırmayın” diye onlara buyruk verdi. Peygamberler yakalandı, İlyas onları Kişon Vadisi'ne götürüp orada öldürdü.


Bu pasajda dikkat çeken bazı hususlar var;

1-İlyas kendisini eleştiren kişiye sadece Baal’in arkasından gittiniz diyor, Baal ve Asherah’ın demiyor.

2-İlyas Baal’in peygamberleriyle birlikte Asherah’ın da peygamberlerini çağırıyor ve verilen sayılara göre Asherah’ın peygamber sayısı daha az.

3-İlyas daha sonra kendisinin tek kaldığını söyleyip sadece Baal’in peygamberlerinden bahsederek onun ile kendi tanrısını kıyaslıyor,

4- En sonunda sadece Baal’in peygamberlerinin yakalanıp öldürülmesi talimatını veriyor.

İlyas’ın Baal ile birlikte Asherah’ın peygamberlerini çağırdığı halde sadece Baal’in peygamberlerini öldürtmesi nasıl yorumlanmalı? İlyas tanrıçanın peygamberlerini çağırmış olsa da tanrıçayı ne karşısında muhattap alıyor ne de peygamberlerine dokunuyor, bu durum akıllara İlyas’ın aslında Tanrıça Asherah’ın bir peygamberi olabileceği ihtimalini getiriyor.

Şimdi Eski Ahit’teki İlyas’ın Tanrı Baal’i karşısına alıp Tanrıça Asherah’a ilişkin sessiz kalışını dikkate alarak Kuran’daki İlyas ve Baal anlatımına bakalım.

Tanrı Ba’al’in adı Kuran'da Saffat Suresi’nin 125. ayetinde şu şekilde geçer:

“(İlyas) Siz Ba’le mi tapıyorsunuz? Ve Yaratıcılar’ın En Güzeli’ni terk mi ediyorsunuz?

1. e : mı
2. ted'ûne : tapıyorsunuz
3. ba'len : ba'l (bir put adı)
4. ve tezerûne : ve bırakıyorsunuz, terk ediyorsunuz
5. ahsene : en güzel
6. el hâlikîne : yaratıcı


bu ayette dikkat çeken nokta İlyas’ın Baal’e karşılık olarak “ahsen” yani “güzel” olan bir yaratıcıdan bahsediyor olması, Baal’e karşılık söylenen bu “güzel” kim?

Yoksa bu “ahsen”den, güzelden kasıt Baal’in eşi olan bir kadın, Tanrıça Asherah mı? İlyas peygamber güzellik vurgusu yaparak Eski Ahit’teki anlatıma benzer bir şekilde burada da Tanrıçanın tarafında yer aldığını mı kastediyordu.

Yukarıdaki ayette Baal’e karşılık "ahsen" olan yaratıcının "bırakıldığı, terk edildiği" ifade ediliyor, burada "terkedildi" olarak geçen Arapça kelime;

tezerune : وَتَذَرُونَ

Bu kelimeyi "aynen" alıp Kuran'da arattığımızda aynı yazımla iki farklı ayette daha geçtiğini görüyoruz. (Bkz.) (Kelimeyi aynen alıp aramamdaki maksat kelime yapısına müdahale edilmemiş ve böylelikle farklı anlamlara sokulmamış en yalın ve benzer kullanım yerlerini görebilmek.)

söz konusu iki ayet; Kıyame 21 ve Şuara 166:

Kıyame Suresi'nin 21. ayetinde kelimemiz :"ve tezerûne el âhirete" : "ve terkediyorsunuz ahiret" şeklinde geçiyor.

Şuara Suresi'nin 166. ayetinde ise:

1. ve tezerûne : ve bırakıyorsunuz
2. mâ : şeyi
3. halaka : yarattı
4. lekum : sizin için
5. rabbu-kum : sizin Rabbiniz
6. min ezvâci-kum : sizin eşlerinizden (kadınlarınızdan)
7. bel : hayır
8. entum : siz
9. kavmun : bir kavim
10. âdûne : azgın olanlar, haddi aşanlar


bu ayette "terk edilen (tezerune)"den kastın "eşler ve kadınlar" olduğuna dikkat lütfen!

Saffat Suresi'nin 125. ayetindeki Baal’e karşılık söylenen "terk edildi" kelimesi Kuran’da iki ayette “harfiyen” geçiyordu ve bunlardan birisinde terk edilenden kasıt "eşler".

Biz de zaten Saffat Suresi'nin 125. ayetinde bir eşten, Baal’in eşi olan Tanrıça Asherah’ın varlığından şüpheleniyor değil miydik?

Anlaşılan o ki İlyas peygamber Eski Ahit’in paralelinde Kuran’da da bize Baal’e karşılık savunduğu Tanrıça Asherah’ı işaret etmektedir.
Ek -1:
"Ahiret" kelimesi üzerine;
Kuran'da Ba'al'e karşılık terk edilen "ahsen"nin yerini bir başka ayette "el ahirete"nin aldığını belirttik. Çok fazla zorlamadan basit bir çıkarımla "ahsen" olan güzelden kastın Ba'al'in eşi Tanrıça Asherah olabileceği iddiasından hareket edersek Kuran'da aynı şekilde terk edilen diğer iki şeyden ("eşler" ve "el ahirete") kastın da Asherah olabileceğini düşünmekteyim. Tabi bu düşünce sadece bu ayetle sınırlı değil başka bağlantılarla ilgili ayetlere bakarken de "ahiret" kelimesi karşıma daha önce çıkmıştı. Bu yüzden "ahiret" kelimesini bir yere not etmiştim ancak bu konuda biraz daha somut bağlantılara ihtiyaç olduğu için yukarıdaki mesajımda işin bu tarafına çok girmedim. 

eğer "Asherah" ve "Ahiret" bağlantısı daha somut bir şekilde ortaya konabilirse Kuran'daki Ba'al ayeti ve onun "ahsen"i mevzusu da tam olarak çözülmüş olacaktır. Bu yüzden bu bağlantıyı ortaya koyabilmek çok önemli. 

Arapça "ahiret" kelimesinin Eski Ahit'in İbranicesindeki karşılığı "diğer, başka, sonra" gibi anlamlarda kullanılan ; אַחֵר (other) kökü.

Bu kökten gelen çok sayıda kelime bulunmakta, bu kelimelerin taşdığı anlamlar ise şöyle belirtilmiş;

another (59), another woman (1), any (1), any other (1), different (1), first (1), following (1), foreign (1), next (3), other (89), others (11).

bu ayetlere aslında tek tek bakmak gerekiyor, şimdilik bunlar içerisinde benim ilk başta dikkatimi çeken ayet ise אַחֵר (acher) ile kastın bir kadın olduğu ayet oldu, görebildiğim kadarıyla bu kelimenin bir "kadını" kasten kullanılmış olduğu tek ayet bu ayet;

Hakimler 11

1 Yiftah adında yiğit bir savaşçı vardı. Bir fahişenin oğlu olan Yiftah'ın babasının adı Gilat'tı.

2 Gilat'ın karısı da ona erkek çocuklar doğurmuştu. Bu çocuklar büyüyünce Yiftah'ı kovmuşlardı. Ona, “Babamızın evinden miras almayacaksın. Çünkü sen başka bir kadının oğlusun” demişlerdi.


issah aheret: kadın başka

"aheret" kadının dikkat edilirse bir özelliği var, bir önceki ayette belirtildiği gibi bu kadın bir "fahişe". İlk ayette "fahişe" denmişken ikinci ayette "fahişe kadın" demek yerine "aheret kadın" deniliyor, burada önemli bir ipucu olduğunu düşünüyorum. Fahişe kadın geçti mi benim ordan yapabileceğim tek çıkarım Tanrıça Asherah'tır, çünkü Eski Ahit'te ağaç altında yapılan fahişelik ona karşı yapılan bir tapınma biçimidir. 

En başta belirttiğim gibi yine de "ahiret" kelimesine ilişkin biraz daha çalışmak gerekiyor, farklı elle tutulur bağlantılar bulursam buraya eklemeye çalışacam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder