Kurandaki Meryem suresinde İsa peygamberin annesi olan Meryem’den bahsedilir:
Meryem Suresi :
(27) : "Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın."
(28): "Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi."
(29) : "Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?"
28. ayette “Ey Harun’un kız kardeşi” denilen kişi İsa peygamberin annesi Meryem’dir.
Ancak kutsal kitaplarda bahsi geçen tek Harun, Harun peygamber olup o da Musa peygamberin kardeidir. Meryem ile Harun peygamber arasında ise yüzyıllar vardır. Yani Meryem’in Harun peygamberin kızkardeşi olması mümkün değildir.
(Burdaki Harun adlı kişinin Meryem'in gerçekten de öz abisi olan bir başka kişi olduğunu söylemek de inandırıcılıktan uzaktır. Hakkında hiçbir bilgi verilmemiş olan, bununla birlikte bir başka peygamber adıyla karıştırılma ihtimali olan bir ismi Allah neden vurgulayark söylemiş olsun? Anlaşılan o dur ki; gerçekte mümkün olmasa da burada adı geçen kişi, Musa'nın kardeşi olan Harun Peygamberdir. Peki bu nasıl olmuştur?)
İşin can alıcı tarafı Tevrat'ta anlatılanlara göre yüzyıllar önce yaşamış olan Musa'nın ve doğal olarak Harun Peygamberin de bir kızkardeşi vardır ve onu adı da MİRYAM'dır (Meryem veya Miriam). Tanrı ile de konuşmuş lan bu kadın, Tevrat'a göre aynı zamanda bir peygamberdir.
Tevrat-Çıkış 15:20: "Harun'un kızkardeşi Peygamber (Nebiye) Miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler."
Yani Muhammed peygamber tarafından söylenen yukardaki kuran ayetlerinde iki Meryemin birbiriyle karıştırılmış olduğunu görmekteyiz.
28. ayette dikkat edilrse "kız kardeş" tabiri kullanıldıktan sonra anne ve babadan da bahsedilmektedir. Bence buradaki anne ve babadan kast edilen nasıl öz anne ve baba ise kız kardeşten kast edilen de aynı şekilde öz kızkardeş olmadır.
Şayet burada "kız kardeş" tabiri ile genelde "....oğlu" şeklinde ifade edilyor olmasına rağmen herhangi bir "soyu" ifade etmek, onu ön plana çıkarmak amaçlansaydı kız kardeşi değil "kızı" tabirinin kullanılması daha uygun olurdu.
Kimi arkadaşlar tarafından yapılan yorumlarda "bu ayette böylesi bir hata yapılmış olamaz, yapılmış olsaydı o zamanın insanları tarafından bu kolaylıkla fark edilip eleştirilirdi" denmektedir.
Bu sorunun cevabı 28. ayete ilişkin yine inanan çevreler tarafından yapılan açıklamlarda verilmektedir. Bu konuyla ilgili bazı hadis rivayetlerine göre:
Sahabeden Müğîre b. Şube anlatıyor:
"Hz. Peygamber beni Necran halkına gönderdi. Onlar bana; gerçekten siz Kur’an’da “Ey Harun’un kız kardeşi!” diye bir ayet okuyorsunuz değil mi?” (bir diğer rivayette “peygamberiniz Meryem Harun’un kız kardeşidir, diyormuş, doğru mu?”) diye sordular. Ben de “Evet” dedim. Onlar, “Herhalde, Hz. İsa ile Hz Musa arasında ne kadar zaman geçtiğini de biliyorsunuz..” dediler.
Ben Reslullah’(a.s.m)’ın yanına döndüğümde bunu kendisine anlattım. “Deseydin; Onlar daha önceki peygamberlerin ve Salih kimselerin ismini kullanıyorlardı..” diye buyurdu(bk. Taberî, İbn Aşur, Meryem, 27-28. ayetlerin tefsiri)."
Her ne kadar bu hadis örneği 28. ayetteki durumu izah etmek amacıyla verilmiş olsa da bunun doğruluğunu kabul etmek aynı zamanda şu üç gerçeği de kabul etmek anlamına gelecektir:
1- Yalnız bizler değil o zamanın insanları tarafınca da ayette geçen "Harun'un kızı" söylemi yanlış bulunmuştur.
2- Peygamberin gönderdiği kişi bu ayetteki hata yüzünden kendisine yöneltilen soruya doğru cevap verememiştir, aksi takdirde peygamber kendisine "desyedin" demezdi.
3- Peygamber verdiği cevabında "biz araplar zaten böyle deriz" demiyor "yahudileri kastederek onlar eskiden böyle derlerdi" diyor. (Necran halkı hıristiyan bir halk olmasına rağmen, İsa'nın annesine o zamanın insanlarınca hangi adlarla hitap edildiğine dair bilgileri yok.)
Şimdi bu hadisi cevap diye paylaşanlar söyledikleri hadiste neler söylendiğinden dahi bihaberler. Bu hadisin arakasından verdikleri cevapta; ayetteki gibi söylemlerin arapçada geniş manada akrabalıkları belirtmek için kullanıldığını söylemektedirler. Eğer bu arapçada kullanılan bir söylem ise yukardaki hadiste peygamber niye "onlar eskiden öyle söylerlerdi" diyerek yahudilerden bahsediyor. Arapçada kullanılan bir üslüptan yahudilere ne, bu söylemi meryeme karşı kullananlar araplar değil ki yahudiler.
Şunu sormak zorundayız; acaba, peygamber de tıpkı kendisine gelip başından geçenleri anlatan o kişi gibi bu ayetteki yanlış söylemden o zaman mı haberdar oldu? Peygamberliğini ilan etmiş birisi böylesi bir eleştiri karşısında başka nasıl bir yol izleyebilirdi ki, "burada bir karışıklık olmuş Meryemleri karıştırmışım" deyip geri adım atamayacağına göre elbet bir açıklamada bulunacktı,geriye verebileceği tek bir cevap kalıyordu, bu ifadesini doğru söylenmiş bir söz gibi göstermek.
Peygamber de yapabileceği bu tek şeyi yaptı ve "o zamanlar öyle derlerdi" diyerek olayı kimsenin tam olarak bilemeyeceği geçmişe bağlayıp üstünü örtüverdi.
İslam bir copy paste dinidir..
YanıtlaSilDiğer dinler ise sümer efsaneleri...
Dindar bir aile çocuklarına Harun ve Meryem ismini vermiş olamaz mı, bunda garip olan ne var ki?
YanıtlaSilEn garip olani din adina muhakememizi bile rehin verebilecek duruma gelmemiz.
YanıtlaSilBuna takılıp Kalan sizler yahudilikteki içki içip kızlarıyla zina ettiği açıklanan peygamberleri veya hristiyanlıkta evrenin bir kısmını yaratıp sonra dinlendi denilen kısımı nasıl açıklayacaksınız. Asıl cevabı vermek istiyorum bu konuşma hz meryem ve onun zamanında ki kişiler arasında geçiyor.yani bu cümleleri kullananlar henüz hristiyanlık gelmediği için yahudiler oluyor. Peygamberimizde onların zamanında harunun kardeşi tabirinin kullanıldığını yani meryem i temiz gördükleri halde böyle birşeyi nasıl yaptığını soruyorlar. Anlayabildiyseniz şimdi sizde benim başta yazdığım konuları açıklayın
YanıtlaSilBuna takılıp Kalan sizler yahudilikteki içki içip kızlarıyla zina ettiği açıklanan peygamberleri veya hristiyanlıkta evrenin bir kısmını yaratıp sonra dinlendi denilen kısımı nasıl açıklayacaksınız. Asıl cevabı vermek istiyorum bu konuşma hz meryem ve onun zamanında ki kişiler arasında geçiyor.yani bu cümleleri kullananlar henüz hristiyanlık gelmediği için yahudiler oluyor. Peygamberimizde onların zamanında harunun kardeşi tabirinin kullanıldığını yani meryem i temiz gördükleri halde böyle birşeyi nasıl yaptığını soruyorlar. Anlayabildiyseniz şimdi sizde benim başta yazdığım konuları açıklayın
YanıtlaSil