"Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenen cinayetlerin sayısından fazladır." Erica Jong
11 Mayıs 2012 Cuma
Denizlerin tutuşturulup, kaynatılması!
Kuranda kıyamet günü yaşanacak olan doğa olayları çeşitli ayetlerde anlatılmaktadır. Bu anlatımlarda göğün yarılmasından, güneşin dürülüp karartılmasından, yıldızların düşürülmesinden ve dağların yürütülmesinden söz edilir.
Bu söylemlere ilave olarak bir de o gün “denizlerin tutuşturulup, kaynatılacağından” bahsedilir.
“Güneş, dürüldüğü (köreltildiği) zaman, yıldızlar, bulanıp söndüğü (döküldüğü) zaman, dağlar yürütüldüğü zaman, gebe develer salıverildiği zaman, yaban hayatı yaşayan tüm canlılar toplandığı zaman, denizler kaynatıldığı (tutuşturulduğu) zaman.” (Tekvir 1-6)
“Gök yarıldığı zaman, yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman, denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman” (İnfitar 1-3)
Bu ayetleri okuyunca insanın aklına şu soru geliyor; o gün denizleri tutuşturup kaynatacak olan nedir? Yoksa bu ifadenin öncesinde geçen ve gökler çatladığı vakit denizlere düşeceği sanılan güneş veya yıldızlar mı?
Diğer ayetlerdeki “en yakın göğün yıldızlarla donatılmış olması”, “düşmesin diye göğün tutuluyor olması" “o gün göğün eriyecek olması” söylemleri de bu soruyu haklı kılmaktadır.
“Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.” (Saffat -6)
“Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor...” (Hacc -65)
“Gök, o gün, erimiş maden gibi olur.” (Mearic -8)
Yukarıdaki soruya beni asıl iten şeyse Güneş Tanrısı Şamaş’a yakılmış olan bir Sümer ilahisi oldu. Şamaş Arapça'ya "Şems" olarak geçmiştir.
En iyi şekilde muhafaza edilmiş Sümer ilahilerinden birisinde Güneşin gündüz dünyayı ısıtırken gece de yer altı alemine gidip orasını ısıttığından bahsedilir. İlahide şöyle denir:
“Her gün yorulmana rağmen yüzün karar mıyor, Geceleri batıp okyanusları ısıtıyorsun.”
Sümerler güneşin denizin içine girdiği vakit onu ısıttığını sanıyorlardı. Daha sonra yaşamış olan Arapların da güneşin veya yıldızların düştüğü vakit denizleri ısıtıp, kaynatacağını düşünüyor olmalarına şaşmamak gerek.
Bu Sümer ilahisinde yer alan ve Kurandaki ayetlerle benzerlik taşıyan birkaç noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. İlahi de Güneş tanrısı “Şamaş”ın gece gündüz hiç ara vermeden hareket halinde olduğuna ve yorulmadığına dikkat çekilir.
Fusillet 37-38: “Gece, gündüz, güneş ve ay Allah’ın varlığının delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah’a kulluk ediyorsanız, onları yaratan Allah’a secde edin. Eğer onlar büyüklük taslarlarsa, bilsinler ki Rabbinin yanında bulunanlar, gece gündüz hiç usanmadan O’nu tespih ederler.”
Sümer İlahisi: “Ey Şamaş, senin doğuşuna diz çökmüşler, Şamaş (senin batışında kavimler secde ederler) “
Taha -130: “O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.”
Sümer İlahisi: “Sen doğarken bütün tanrılar toplanırlar.”
İsra -78: “Güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir.”
İlahinin tam metni: Sümerlinin Dünya Görüşü ve Babil Edebiyatına Toplu Bir Bakış
https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:zME0KaMvQzgJ:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1233/14087.pdf+sihir+s%C3%BCmerler+sopa+ilahi&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEEShV1vmtiBUHvt9rkjDg_ov_95h3sGUM36lxnHqFei3Pt60HfpaFFH1fl4oP7xUPdwYWQOFHnztpPR1gft-ch4RJg5L-lche4QiWBYpRFNaYA0ipP8fsZZA7cz9IN3nrtBorLfx5&sig=AHIEtbTFFp81NrNY6S8j1a2N5c1x6LsIvQ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bre cahil sende hiç mi astronomi bilgisi yok. Git ilk önce öğren bakalım.
YanıtlaSil1. Bütün kainat genişlemektedir , ki bu Kuran-ı Kerimde'de mevcuttur. Güneş ve dünya dahi var olan ve olacak bütün gök cisimleri genişler. Bu sebeple dünya ve güneş öyle bir boyuta gelecek ki aralarındaki mesafe azlığından dolayı bu sıcaklıkla denizler kaynayacak. Ve öyle bir zaman gelecek ki bütün yıldızlar sönecek yani ölecek.
2. Tesbih etmek sadece boyun eğmek anlamına gelmez. Tesbih etmek aynı zamanda hatırlatmak ve hatırlanmaktır. Gece ve gündüz ; ölüm ve yaşamı hatırlattığı için bunun farkında olanlar gece ve gündüz Allah'ı tesbih etmektedir.
Kuran-il Mucizul Beyan bir deniz gibidir. O ancak iman nuru ile görülebilir. İman nurdur. Görebilmek için sadece göz yetmez, göz ile beraber ışığa ihtiyaç vardır. Işık olmadan herkes karanlıkta gördüğünü gerçek anlamda göremez sadece kafasında bir şekil oluşur ve o şekil üzere anladığını bilir...
Ulan gafil oksijenle hidrojen birbirinden ayrıldı mı su da yanar bu kadar basit
YanıtlaSilŞerefsizsiniz bunu da bilin
YanıtlaSilŞerefsizsiniz bunu da bilin
YanıtlaSilUlan gafil oksijenle hidrojen birbirinden ayrıldı mı su da yanar bu kadar basit
YanıtlaSil