Kuran aslında bir başka yazılı metnin sonradan değiştirilmesiyle oluşturulmuş olan bir kitaptır. Kuran özü ister pagan isterse yahudi veya hıristiyan kaynaklı olsun sonuç itibariyle devşirme bir kitaptır.
Aşağıda sunacağım istisnai durumun sebebini çözen birisi bence Kuran'ın aslına dair çok büyük bir adım atmış olacak.
"kafir" kelimesi Kuran'da çok sayıda geçiyor. Bu kelime kāf fā rā (ك ف ر) kökünden geliyor ve Kuran'da bu kökten gelen 525 kelime var. Aşağıda bu kelimelerden bir kısmı bulunuyor:
Noun
(2:41:10) kāfirin disbeliever وَآمِنُوا بِمَا أَنْزَلْتُ مُصَدِّقًا لِمَا مَعَكُمْ وَلَا تَكُونُوا أَوَّلَ كَافِرٍ بِهِ
(2:109:11) kuffāran (to) disbelievers وَدَّ كَثِيرٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا
(2:161:6) kuffārun (were) disbelievers إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ أُولَٰئِكَ عَلَيْهِمْ لَعْنَةُ اللَّهِ
(2:217:45) kāfirun (is) a disbeliever وَمَنْ يَرْتَدِدْ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُولَٰئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ
(3:91:6) kuffārun (are) disbelievers إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْ أَحَدِهِمْ مِلْءُ الْأَرْضِ ذَهَبًا وَلَوِ افْتَدَىٰ بِهِ
(4:18:19) kuffārun (are) disbelievers وَلَا الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُولَٰئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
(5:57:17) wal-kufāra and the disbelievers لَا تَتَّخِذُوا الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَالْكُفَّارَ أَوْلِيَاءَ
(9:68:5) wal-kufāra and the disbelievers وَعَدَ اللَّهُ الْمُنَافِقِينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْكُفَّارَ نَارَ جَهَنَّمَ
(9:73:4) l-kufāra the disbelievers يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ
(9:120:35) l-kufāra the disbelievers وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ
(9:123:8) l-kufāri the disbelievers يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ
(13:42:15) l-kufāru the disbelievers وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِ
(25:55:11) l-kāfiru the disbeliever وَكَانَ الْكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِ ظَهِيرًا
(47:34:11) kuffārun (were) disbelievers إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ مَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ
(48:29:8) l-kufāri the disbelievers مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ
(48:29:44) l-kufāra the disbelievers فَاسْتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ
(54:43:1) akuffārukum Are your disbelievers أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِنْ أُولَٰئِكُمْ أَمْ لَكُمْ بَرَاءَةٌ فِي الزُّبُرِ
(57:20:17) l-kufāra the tillers كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا
(60:10:18) l-kufāri the disbelievers فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ
(60:11:7) l-kufāri the disbelievers وَإِنْ فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ إِلَى الْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ
(60:13:16) l-kufāru the disbelievers قَدْ يَئِسُوا مِنَ الْآخِرَةِ كَمَا يَئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ أَصْحَابِ الْقُبُورِ
(64:2:5) kāfirun (is) a disbeliever هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌ
(66:9:4) l-kufāra (against) the disbelievers يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ
(78:40:12) l-kāfiru the disbeliever وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا
(80:42:3) l-kafaratu (are) the disbelievers أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
(83:34:5) l-kufāri the disbelievers فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
(83:36:3) l-kufāru the disbelievers
http://corpus.quran.com/qurandiction...q=kfr#(5:67:24)
dikkat ederseniz bu kelimeler içerisinde bir kelime farklı; "kafir" kelimesi ile aynı olan ancak anlamı farklı olan bir kelime var:
(57:20:17) l-kufāra = the tillers (ekinciler)
ekinciler = الْكُفَّارَ
kafirler =الْكُفَّارَ
Hadid 20:
Dünya hayatının oyun, eğlence ve bir süs olduğunu bilin, aranızda bir övünme ve mal ve evlât çokluğudur. (Dünya hayatı), yağmurun bitirdiği, ekincinin hoşuna giden ekin gibidir. Bir süre sonra kurur, böylece onu sararmış görürsün. Sonra da o çöp olur. Ahirette şiddetli azap, Allah'tan mağfiret ve Allah'ın rızası vardır. Ve dünya hayatı aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
"kafir" kelimemiz bu ayette "çiftçiler, ekinciler" anlamına dönüşüyor. İşte bu istisnanın sebebini çözen "kafir" ile "ekinci" ifadelerinin neden aynı şekilde anıldığını anlayan, Allah'ın (daha doğru bir ifadeyle Kuran'ın asıl metnini yazanların) "ekincilerden" neden "kafir" kelimesiyle aynı şekilde bahsetmiş olduklarını bilen birisi Kuran'ın gerçek yüzünü de görmüş olacaktır. Benimkisi sadece merakı olanlara bir ipucu sunmak.
EK-1:
"kafir" kelimesinin onca kullanımı içerisinde sadece bir ayette aynı zamanda "ekinciler" anlamına geldiğini ilk mesajda belirtmiştim. Bu ayet Hadid Suresi'nin 20. ayetiydi, kelimenin geçtiği yer şöyle;
Hadid -20:
16. a'cebe : hoşuna gitti
17. el kuffâre : örtenler, çiftçiler, ekinciler
18. nebâtu-hu : onun bitkisi, ekini
"el kuffare" kelimesinden önce geçen kelime "a'cebe" kelimesi, bu kelime "hoşuna gitmek" anlamında çevrilmiş. Bu "hoşa gitmek" kelimesi başka ayetlerde "kadınlar" için söylenen bir kelime. Örneğin;
Ahzap -52:
Bundan sonra sana (başka) kadınlar ve zevcelerinden birini, güzelliği hoşuna gitse bile (başka bir hanımla) değiştirmen helâl değildir. Elinin (altında) sahip oldukların (cariyeler) hariç. Ve Allah, herşeyi murakebe (denetleyen) edendir.
10. a'cebe-ke : senin hoşuna gitti
11. husnu-hunne : onların güzelliği
Hadid 20 : hoşuna gitmek (ekinciler): أَعْجَبَ
Ahzap 52 : Hoşuna gitmek (kadınlar): أَعْجَبَكَ
Hadid Suresi'nin 20. ayetinde; "ekinciler" olarak anlam verilen diğer ayetlerde ise "kafirler" olarak geçen bir kelimenin "kadınlara" ilişkin kullanılmış olan bir kelime ile birlikte anıldığını görüyoruz.
"Kafir" kelimesi ile adlandırılan bu ekinciler yani "ekin, bitki" işiyle uğraşanlar sanki birer kadınmış gibi aynı kelimelerle (hoşa gitmek) yan yana anılıyor. Ayetlerdeki bu kelime istisnası ve dizilimleri bizi "kafir=ekinci=kadın" ilişkisine götürür.
Böylesi bir ilişki; sonradan lanetlenip kötülenmek istenmiş olan ve "bitki, ağaç" ile sembolize edilen bir "tanrıça (kadın)" inanışından geliyor, bir başka deyişle ayetlerin çarpıtılmadan önceki ilk anlatımlarında bahsi geçen aslında bu tanrıçaya ilişkin söylemlerdi. Belki de yüzlerce yılı bulan ayet meallerindeki çarpıtmalar sonucu geriye sadece bu kelime istisnaları ve dizilimleri kaldı.
Kuran'daki "kafir" kelimesinin geçtiği ayetlere dikkatlice bakın onların altından "kadın" veya "kadınlara" ilişkin söylemler çıkarsa hiç şaşırmayın derim, tabi bu "kadınlardan" maksat aslında "tanrıça" veya o tanrıçanın rahibeleridir.
madem ayetlerdeki anlatımların özünde "kafir=ekinci=kadın" ilişkisi var o zaman birlikte soralım, Kuran'da "açıkça"kafirlere örnek olarak kimler veriliyor, tabi ki lanetlenmiş "kadınlar";
Tahrim -10;
Allah, kâfirlere, Hz. Nuh'un ve Hz. Lut'un hanımını örnek verdi. İkisi de, salih kullarımızdan iki kulumuzun (nikâhı) altındaydı. Fakat ikisi de ihanet etti. Bu yüzden ikisine de, Allah'tan bir şeye (azaba) karşı, onlardan (eşlerinden) bir fayda olmadı (onları kurtaramadılar). Ve onlara: “İkiniz de ateşe girenlerle beraber (ateşe) girin.” denildi.
"Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenen cinayetlerin sayısından fazladır." Erica Jong
YanıtlaSilsitenizin anasayfasında bu söz bulunuyor..
Ben de diyorum ki:
Tanrı adına işlenmiş cinayet yoktur.
Tanrı adına işlendiğine şeytan tarafından inandırılmış cinayetler vardır..
Bana yuzlerce kelimelik bi kitap versen, sana korkak ve aciz erkeklerin lanetini anlatan bi yazi cikarabilirim detayli hemde
YanıtlaSilBana yuzlerce kelimelik bi kitap versen, sana korkak ve aciz erkeklerin lanetini anlatan bi yazi cikarabilirim detayli hemde
YanıtlaSilHer şeyi bir kenara bırakıp neden bu kadar sorguladığını bir düşün.Nasıl dünyaya geldiğini aynaya bakınca gözlerindeki ihtişamı bir düşün.Uzaya bak derinliklerine güneşi düşün binlercesini düşün.Neden kelime oyunlarına takılıp bir küçük et parçasından yaratılıp sana bunca şeyi yazdırabilen sorgulatabilen o muhteşem detayı bu güzelliklerin bir yaratıcısı olduğuna inandırmıyorsun.Bundaki sorun ne olabilir ki.Bir yaratıcı olmazsa nasıl yokluk olacak nasıl tesadüf olacak .Çünkü bunlar da birer kavram.Özü bırakıp detaylarda boğularak hayatını çöpe atmazsın umarım.Çünkü gerçekten hayat mükemmel bir nimet.Ve ben de onu boşa harcayanlardanım .Daha dolu daha farkında yaşamak ümidiyle
YanıtlaSil