İşin doğrusu tabi bu ayetler insan elinden çıkma olduğu için aynı kelimelerin kullanıldığı ayetler görünenin altındaki gerçek "tanrıça" inancının varlığını veya anlatımını bize göstermektedir. Ayetler aslında ilk yazıldığında bu "tanrıça" inancı doğrultusunda kaleme alınmıştı ancak daha sonradan kelimeler üzerindeki oynamalar, aynı kök üzerinden farklıymış gibi yeni kelime türetmeler ile ayetlere farklı anlamlar verilmiş oldu.
(Kuran'ın revize edilmiş bir kitap olduğuna ilişkin Almanya'nın Saarland Üniversitesi'nin İslam araştırmacısı Puin'in görüşleri için bakınız: 694-714 yıllarında Irak Valiliği yapan Haccac bin Yusuf "Kuranı Kerim'e binden fazla elif koydurdum" diye övünmüştür.
http://universumcorpusnostrum.blogsp...e-edilmis.html)
Daha önce belirttiğim gibi Kuran'da Tanrıça Asherah'ı en açık şekilde temsil eden şey Musa'nın Tur'da (Sina'da) gördüğü yanan "ağaçtır." Allah Musa'ya bu mübarek ağaçtan seslenmiştir. Tanrıça Asherah'ın sembolü "ağaç" olduğu için, hatta bu tanrıçanın adının eski Yahudi ve Hıristiyan dini metinlerde sadece "ağaç" olarak çevrildiğini düşündüğümüzde ağaçtan seslenen Allah ile Tanrıça Asherah arasında bir ilişkinin olduğundan şüphelenmek gerekiyor. Bu ara Tanrıça Asherah ile "fahişelik" arasında da yakın bir ilişki bulunmaktadır. Tabi bu ilişkinin altında yatan Tanrıçaya adanan tapınaklarda o tanrıça rahibelerinin bir ibadet olarak yapmış oldukları kutsal fahişeliktir. Örneğin Eski Ahit'te Tanrıça Asherah'ı temsil eden ağaçların altında "fuhuş" yapıldığından bahsedilir.
Tanrıça Asherah = Ağaç (put) + Fuhuş (ibadet)
Bu ilişkiler Eski Ahitte yer alan ayetlerde de açıkça ifade edilmiştir.
2 Krallar 23:
Tanrıça Aşera'yı simgeleyen sütunu RAB'bin Tapınağı'ndan çıkarıp Yeruşalim'in dışında Kidron Vadisi'nde yaktı, ezip toza çevirdi. Bu tozu sıradan halkın mezarlarına serpti. Putatapan törenlerinde fuhuş yapanların RAB'bin Tapınağı'ndaki evlerini yıktı. Kadınlar orada Aşera için kumaş dokurlardı. (6,7)
1 Krallar 14:
Ayrıca kendilerine her yüksek tepenin üstüne ve sık yapraklı her ağacın altına tapınma yerleri, dikili taşlar ve Tanrıça Aşera'yı simgeleyen sütunlar yaptılar. Ülkedeki puta tapan törenlerinde fuhuş yapanlar bile vardı. Yahudalılar RAB'bin İsrail halkının önünden kovduğu ulusların yaptığı bütün iğrençlikleri yaptılar. (23,24)
Hıristiyanlığın en eski mezhebi olan Ortodoks ikonlarında Musa'nın dağda gördüğü yanan "çalı" içinde "Meryem Ana" ile resmedilmiştir. Tanrıça Asherah'a baş Tanrı Ba'al'in eşi olarak tapılmıştır. "Baba" tanrının dokunmasıyla hamile kalan Meryem Ana'nın da bu bağlamda Tanrıça Asherah'ın farklılaştırılmış bir kopyası olduğu açıktır. Sonuç itibariyle Musa'ın gördüğü Yanan çalı (Kuran'da ağaç) ile kutsallık atfedilen bir "kadın" arasında bir ilişki kurulmuş olduğu açıktır.
Bu grafik otomatik olarak yeniden boyutlandırıldı. Tam boyutlarda görmek için bu bara tıklayınız. Orijinal grafik boyutu 912x1669 pikseldir. |
Eski Ortodokslara göre:
Yanan Çalı ( Ağaç) = Kadın (Meryem Ana)
http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=34455
Kuran'daki anlatıma göre Musa yanan ağacı Tur'da (الطُّورِ) görmüştür:
Kasas -29:
Böylece Musa (A.S), süresini tamamladığı zaman ailesi ile (yürüyerek) yola çıktı. Tur dağı tarafında bir ateş farketti. Ailesine: "Durup bekleyin. Gerçekten ben bir ateş gördüm. Belki size oradan bir haber veya alevli bir ateş getiririm. Böylece siz ısınasınız diye." dedi.
Bir başka ayette ise Tur'un (الطُّورَ) yükseltildiği ve secde edilerek girilmesi istenen bir "kapıdan" bahsedilmektedir.
Nisa -154:
"Ve misaklarından dolayı Tur'u (Tur dağını) onların üstüne yükselttik. Ve onlara: "Bu kapıdan secde ederek girin." dedik. Ve onlara: "Cumartesi (Sebt) gününde hudutları aşmayın." dedik ve, onlardan “çok kuvvetli misak (kesin söz)” aldık."
Ayette geçen ve secde edilerek girilmesi istenen kutsal "kapının (el babe)" Musa'ya Allah'ın seslendiği Tur Dağı ile yakından bir ilişkisi bulunmaktadır.
Ayette "kapı" olarak geçen Arapça kelime: el babe: الْبَابَ
Bu kelimeyi aynen alıp Kuran'da aratma yaptığımızda 4 ayette daha aynen geçtiğini görüyoruz. (Kelimeyi aynen alıp birebir aramaktaki maksat bu kelimenin değiştirilip farklılaştırılmamış kullanımlarını bularak gerçek manasını daha iyi görebilmek içindir.)
"el babe (kapı)" kelimesinin geçtiği diğer ayetler şunlar:
Bakara -58:
Maide -23:
Araf -161:
Yusuf -25:
ilk üç ayet Nisa Suresi'nin 154. ayetinde olduğu gibi (Tur bahsi geçmesede) Musa ve onun halkıyla, İsrailoğullarıyla ilgili ayetler. Son ayet ise içeriği itibariyle diğerlerinden farklı.
Yusuf -25:
Ve ikisi de kapıya (el babe) koştular. (Kadın) onun gömleğini arkadan (çekerek) yırttı. Ve kapının yanında onun (kadının) efendisi ile karşılaştılar. Ve (kadın) şöyle dedi: "Senin ehline (ailene) kötülük yapmak isteyen kimsenin cezası zindana atılmak veya acı (bir) azaptan başka nedir?”
Tur'daki kutsal "kapı" bu ayette bir "kadına" ait ola bir evin kapısı olarak geçiyor. Peki bu "kapının" sahibi olan kadın nasıl birisi, onu bize anlatansa bir önceki ayet:
Yusuf -24:
Ve andolsun ki; (kadın) onu arzuladı. Eğer Rabbinin delilini görmeseydi, o (Yusuf A.S) da onu arzulamıştı. İşte böylece onu kötülükten vefuhuştan uzaklaştırırız. Muhakkak ki; o muhlis kullarımızdandır."
söz konusu "kapının" sahibi olan kadın aynı zamanda "fuhuş" yapmak isteyen bir kadın. Bundan bir önceki ayete baktığımızda ise bu "kadının" evinin kapılarıyla özellikle ilgilendiği öğreniyoruz:
Yusuf -23:
(Yusuf'un) evinde kaldığı kadın, ondan murat almak istedi. Kapıları sımsıkı kapatıp: “Hadi gel, senin için...” dedi. O (Yusuf da) şöyle dedi: “Allah'a sığınırım. O benim Rabbimdir. Benim yerleşme yerimi en güzel şekilde yaptı. Muhakkak ki; zalimler felâha (kurtuluşa) ermezler.”
Söz konusu "kapı" kelimesi Kuran'da toplamda 27 defa geçiyor ancak bunların içerisinden yukarıda değinmiş olduğum toplam 5 ayette kapı kelimesi aynı şekilde yazılarak geçiyor. Musa'nın halkından ve Tur'dan bahsedilirken geçen "kapı" kelimesi fuhuş yapmak isteyen bir kadının "kapısı" olarak da geçiyor.
Bu ayetlerde aynı kelimelerin kullanılmasının sebebi Tur'daki "kapının" da aslında bir kadına, yani Tanrıça Asherah'a ait olmasından kaynaklanmaktadır. Tur'da sembolü olan "ağaçtan" konuşan ve fuhuşu simgeleyen Tanrıça Asherah bir başka ayette Yusuf'u baştan çıkarıp onunla fuhuş yapmak isteyen "kadın" olarak geçmektedir.
Tüm bunların bir tesadüf veya zorlama bir yorum olduğunu düşünmüyorum. Dikkatlice okunursa Kuran ayetlerde seçilmiş olan kelimeleriyle kendisini aslında ele veren bir kitaptır. Mesele kelimelerin verilen meallerine değil köküne, aynı kökten olup farklı anlamdaki kullanımlarına da bakmak. Aynı kökü alıp farklı kelime türeterek asıl anlatımı gizlemiş, değiştirmiş oldular. Bir diğer önemli nokta ise burada ele aldığım gibi aynı yazılan kelimeleri ele alıp istisna yaratan meallerin altındaki ilişkiyi görmek. Şundan hiç şüphem yok ki Kuran'ı çürütecek olan yine kendisi olacaktır.
Mucizeperest biri bu kapıyı "paralel evrenlere geçiş" olarak yorumlamış idi. :) Teşekkür ederim.
YanıtlaSil