Kuran'da İblis'in Adem'e secde edilmesine "karşı çıkışı" "eba" kelimesi ile ifade edilmektedir, ilgili ayetler şunlar:
Bakara 34:
9. iblîse : iblis
10. ebâ : direndi
Hicr 31:
2. iblîse : iblis
3. ebâ : kaçındı
Taha 116:
8. iblîse : iblis
9. ebâ : direndi
yukarıdaki ayetlerde "İblis"le birlikte anılan "eba" kelimesi "kaçınmak, direnmek" olarak meallerde verilmektedir.
eba: أَبَىٰ
İblis'le birlikte anılan bu "eba أَبَىٰ" kelimesi Kuran'da (harekesiz, işaretsiz olarak) başka ayetlerde de geçiyor. Bu ayetler şunlar:
Yusuf 80 ve 93:
ebî : babam (Yusuf'un babasını kasten)
Kasas 25:
ebî : babam (Medyen'deki iki kızın babası)
Tebbet 1:
ebî : babam (Ebu leheb (Ateşin Babası)
Bu ayetlerde geçen ve "baba" olarak çevrilen "ebi" kelimesi, İblis kelimesi ile birlikte geçen ve "karşı çıkmak" olarak meallendirilen "eba" kelimesi ile yazımları aynı.
eba = أَبَىٰ (İblis'in "karşı çıkışı")
ebi = أَبِي (Yusuf'un "babası", Medyen'deki iki kızın "babası", ateşin "babası")
"baba" anlamında geçen ayetlerden Kasas Suresi'nin 25. ayeti önemli bir ayet, ayeti önemli kılan ise bu ayette "iki kızın" bahsediliyor olması.
Kuran'da geçen "iblis" aslında Adem'in ilk eşi olan ve ona karşı çıkan "Lilith (Yılan Kadın)"dı. Adem'in hikayesinde iki kadın söz konusu; Lilith ve Eve (Havva).
İblis'le birlikte geçen "eba" kelimemizin geçtiği Kasas Suresi'nin 25. ayetinin girişinde şöyle denilmekte;
1. fe câet-hu : ona geldiği zaman
2. ıhdâ-humâ : (kızların) ikisinden biri
3. temşî : yürüyor
4. alestihyâin : haya ederek, utanarak
5. kâlet : dedi
6. inne : muhakkak
7. ebî : babam
8. yed'û-ke : seni çağırıyor
bu ayette iki kızdan birisinin yürüyüşü "alestihyâin (utanarak)" kelimesi ile tarif ediliyor. Bu kelime ḥā yā yā (ح ي ي) kökünden geliyor, Kuran'da geçen "yılan (20:20; hayyatun)" kelimesi de aynı kökten. İki kızdan birisinin yürüyüşü "yılan" kelimesi ile aynı kökten gelen bir kelime ile tarif edilmiş. Kelime kökünü esas aldığımızda "yılan" gibi yürüyen bir kadından sonra karşımıza İblis'le birlikte anılan "eba" kelimesi çıkıyor da diyebiliriz. Bunun bir tesadüf olduğu kanısında değilim.
Kuran'daki "baba" ve "ebeveyn" olarak çevrilen tüm "eba" kelimelerine dikkat etmek lazım, bu kelimenin geçtiği ayetlerde mevzu bildiğimiz anlamda bir "baba" ile mi ilgiliydi yoksa "İblis, Lilith"le mi.
Kuran'da geçen "eba" kelimesine farklı anlamlarda bakılması gerektiğini belirterek bu konuyu buraya not düşelim.
Ek-1:
Kuran'da geçen "eba" kelimesi İblis'le (Lilith) birlikte anılan bir kelime dedik. Bu yönüyle "eba" kelimesi "baba,erkek" meallendirmesinin tersine "kötü" olarak bilinen "yılandan" bir kadınla ilişkiliydi.
Kuran'da "eba" kelimesi ile anlatılan kişilerden birisi de de İbrahim'in "babası"dır.
Enam 74:
1. ve iz kâle : ve demişti
2. ibrâhîmu : İbrâhîm
3. li ebî-hi : babasına
4. âzere : Azer
5. e tettehizu : ediniyor musun?
6. esnâmen : putlar
7. âliheten : ilâhlar
8. in-nî : muhakkak ki ben
9. erâ-ke : seni görüyorum
10. ve kavme-ke : ve senin kavmini
11. fî dalâlin : dalâlette
12. mubînin : apaçık, açıkça
Ayette İbrahim'in "eba"sı "Azer" olarak adlandırılmakta. Bu kişinin aslında İbrahim'in babası değik amcası olduğu da iddia edilmekte ancak bizim için önemli olan "eba"nın adının "Azer" olarak belirtilmesi.
İbrahim'in babası Eski Ahit'te farklı bir isimle belirtilir ve adı da Taruh'tur (Terah).
o zaman "eba azer" gerçekte kim?
Azer isminin (Farsça; ateş) Süryanice'deki "Athar" kelimesinden türetilmiş olabileceği belirtilmektedir.
"Athar, name of Ishtar in Syria"
"Azar.... which could be derived from the Syriac Athar,"
"the mother goddess transformed into a male deity. An example is in Arabia where Ishtar becomes Athar."
kaynaklarda Tanrıça İştar'ın (Asherah, Lilith vs.) Suriye topraklarında Athar adını aldığı, bir başka kaynakta ise Tanrıça İshtar'ın Arap topraklarında ana tanrıça inanışının erkek egemen bir din anlayışına dönüştüğü ve bunun örneğinin ise Tanrıça İştar'ın Athar' dönüşmesi olduğu ifade edilmektedir.
"İştar = Athar" ilişkisinden hareketle Azer adının bu ilişkideki "Athar"dan türemiş olabileceğini dikkate alırsak "eba" kelimesinin neden Azer'le birlikte anılıyor olduğu anlaşılır olmaktadır.
Eba İblis (Lilith) = Eba Azer (Athar=İştar=Asherah=Lilith)
Ek-2:
ilk mesajımda (bir kadın, yılan kadın Lilith olduğuna inandığım) İblis'le birlikte anılan "eba" kelimesinin Yusuf'un "babası" olarak da ayetlerde geçtiğini belirtmiştim.
şimdi Yusuf'un babasının bahsedildiği şu ayete bakalım:
إِذْ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَى أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ
“Yusuf ve kardeşi, babamıza gerçekten bizden daha sevgili.” demişlerdi. “Ve biz bir grubuz. Muhakkak ki; babamız, gerçekten açık bir yanılgı içinde.”
babamız = ebana = أَبَانَا
şimdi bir de şu ayete göz atalım;
إِن يَدْعُونَ مِن دُونِهِ إِلاَّ إِنَاثًا وَإِن يَدْعُونَ إِلاَّ شَيْطَانًا مَّرِيدًا
"Onlar, ancak O’ndan başka dişilere taparlar. Ve ancak isyankâr şeytanı çağırırlar."
dişiler = inasen = إِنَاثًا
ne o yoksa bizim "eba"mız ile "dişi, kadın" kelimeleri aynı şekilde mi yazılıyormuş ; bir de alt alta yazıp bakalım:
ebamız =أَبَانَا
dişiler=إِنَاثًا (şeytan)
"eba" kelimesinin "dişiliği" konusunda sanırım haklıyım,
peki size bir de Yusuf'un bu dört dörtlük "dişi" "eba"sının Allah gibi "arşa" oturduğunu söylesem, aradaki ilişkiyi çözüyorsunuz değil mi :)
Ek-3:
Fussilet 47:
إِلَيْهِ يُرَدُّ عِلْمُ السَّاعَةِ وَمَا تَخْرُجُ مِن ثَمَرَاتٍ مِّنْ أَكْمَامِهَا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنثَى وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ أَيْنَ شُرَكَائِي قَالُوا آذَنَّاكَ مَا مِنَّا مِن شَهِيدٍ
O saatin (kıyâmetin) ilmi O’na döndürülür (O’na aittir). O’nun ilmi olmadan, hiçbir meyve, tomurcuğundan çıkmaz. Hiçbir kadın, hamile kalmaz ve doğum yapamaz. Onlara “Benim ortaklarım nerede?” diye seslenileceği gün “Sana arzettik, bizden bir şahit yoktur.” dediler (derler).
kadın = أُنْثَىٰ
Maide 12:
وَلَقَدْ أَخَذَ اللّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَآئِيلَ وَبَعَثْنَا مِنهُمُ اثْنَيْ عَشَرَ نَقِيبًا وَقَالَ اللّهُ إِنِّي مَعَكُمْ لَئِنْ أَقَمْتُمُ الصَّلاَةَ وَآتَيْتُمُ الزَّكَاةَ وَآمَنتُم بِرُسُلِي وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَأَقْرَضْتُمُ اللّهَ قَرْضًا حَسَنًا لَّأُكَفِّرَنَّ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَلأُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ فَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ
Ve andolsun ki Allah, İsrailoğulları’ndan misak almıştı. Ve onlardan on iki nâzır görevlendirdik. Ve Allahû Teâla: “Eğer namazı mutlaka ikâme ederseniz, zekât verirseniz ve resûllerime îmân edip onlara yardım ederseniz ve Allah’a (Allah için) güzel bir borç verirseniz, muhakkak ki ben sizinle beraberim ve de mutlaka sizin günahlarınızı örterim ve sizi, mutlaka altından ırmaklar akan cennetlere koyarım.” dedi. Artık, bundan sonra sizden kim inkâr ederse mutlaka sevvâ edilmiş (Allah’a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş) yoldan sapmış olur.
iki = اثْنَيْ
yukarıdaki iki ayette "kadın" ve "iki" kelimelerinin yazımları aynı. Alt alta yazalım;
kadın = أُنْثَىٰ
iki = اثْنَيْ (+ aşera)
ikinci ayetteki "iki" kelimesi "kadın" kelimesi ile aynı yazılıyor, ilginç olan bu "iki" den sonra gelen kelime; "aşera"
"on" diye çevrilen ancak Tanrıça Asherah'ı temsil ettiğine inandığım "aşera" kelimesinin yanında "kadın (ünsa)" kelimesi var diyebiliriz. Ayette bahsedilen acaba "on iki" mi yoksa "kadın Asherah (ünsa asherah)" mı, Kuran'da geçen ve "iki" diye verilen kelimelere dikkat, bu "iki" diye meallendirilen kelimenin bir "kadın" bağlantısı var.
merhaba, bu site dışında yeni yazılarınız var mı
YanıtlaSil