8 Nisan 2012 Pazar

Alahın kendisi varken neden başkasına sorulsun?

Zuhruf Suresi - 45:

"Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahmân’dan başka kulluk edilecek ilâhlar var etmiş miyiz?"

Bu ayette allah peygambere seslenmektedir. Bu ayetle ilgili ilk akla gelen şey; Allah peygamberden sormasını istediyse, Peygamberin çoktan ölmüş olan önceki peygamberlerle iletişime geçmiş olduğu yönündedir. Nitekim, ayetle ilgili yapılan bir tefsirde peygamberin miraca çıkmasından bahsedilerek onun diğer peygamberlerle iletişime geçmiş olduğu söylenmektedir.

Burda asıl sormak istediğim ise şudur; allah peygamber ile doğrudan iletişim halindedir, geçmişte olsa her olaya ilişkin en son ve en doğru söz kendisine aittir,,, o zaman neden peygamberi kendi söylediklerine inandırmak için diğer resullere de onun danışmasını istemektedir?

Allahın kendi sözünün doğruluğunu ispat etmesi için bir başkasına hele hele de elçi olsun veya olmasın kendi kullarının onayına ihtiyacı asla söz konusu olamazdı.

Tıpkı gündelik yaşantımızda olduğu gibi kendisini ikna ettirmek isteyen bir "insan" ancak bir başka insanı kendisine şahit göstermek ister. Bu ayetimizdeki anlatım şekli de bu yüzden oldukça dünyevi ve insana özgüdür. Hiçbir tanrısal güç yarattığı hakikatleri doğrudan kendisi söylemek dururken böylesi bir yola başvurup da haklılığını göstermeye çalışmaz.

Peki bu ayet aşağıdaki gibi yazılmış olsaydı nasıl olurdu:

"Senden önce gönderdiğimiz elçilerimiz de bilirler: Rahmân’dan başka kulluk edilecek ilâhlar var etmedik."

"sor" demek başka şeydir, bunu böyle "bil" demek başka şeydir. Hangi söylemin daha tanrısal hangi söylemin daha insansı olduğunun takdirini size bırakıyorum.

1 yorum:

  1. O değil de bir de Hz Muhammed zamanında ondan önceki peygamberler hayatta değil ki nasıl sorsun

    YanıtlaSil