Meleklere inanmak İslam dini akidesinin bir parçasıdır, yani iman esaslarındandır. Buna göre İslam dininde meleklerin varlığına ve İslam dininin melek görüşüne inanmayan kişi iman etmiş olmaz.
Yahudilik ve hristiyanlıkta da meleklerden bahsedilir ve onların yerlerinin göklerde olduğu söylenir. Tabi ikamet etikleri yer gökler olunca haliyle de meleklerin hep kanatlarından, uçmalarından bahsedilir. O şekilde de tapınak duvarlarına resmedilmişlerdir.
Yahudilik ve hristiyanlıkta da meleklerden bahsedilir ve onların yerlerinin göklerde olduğu söylenir. Tabi ikamet etikleri yer gökler olunca haliyle de meleklerin hep kanatlarından, uçmalarından bahsedilir. O şekilde de tapınak duvarlarına resmedilmişlerdir.
Konuyu daha iyi kavramak için bu "kanatlı melek" inancının biraz tarihsel kökenlerine inmekte fayda var. Çok daha eski zamanlara gittiğmizde Sümerlerde, Mısırlılarda ve Yunanlılararda insan üstü özellikere sahip koruyuculukla görevlendirlmiş, birer elçi görevi gören, yarı insan yarı tanrı, kanatlı varlıklara inanıldığını görürüz.
Bunlar Sümer ve Asurlarda Lamassu, Hititlerde Guzallu, Mısır ve Yunanllarda ise çeştili Sfenksler olarak adlandırılmıştır. Bunlar genelde şehrin ve tapınakların girişinde o yerleri korumakla görevli kanatlı insan ve hayvan karışımı heykeller şeklinde gösterilmişlerdir. Ayrıca bu varlıkların mesela Hititler'deki Guzallular gibi tanrıların "tahtlarını taşıma" gibi görevleri de olmuştur. (burdaki "taht taşıma" görevine dikkat!)
Örneğin Lamassu; Asur'un insan başlı, aslan bedenli, boğa bacaklı ve kartal kanatlı koruyucu iblisi olmuştur. (Bu kutsal yaratıktaki 4 özelliğe dikkat, akla ister istemez "dört" büyük melek geliyor.)
Yine Sümerlerde insanlar tanrılarına bağlılıklarını belirtmek için "Ey sağımda bulunan tanrım, ey solumda bulunan tanrım, ey yanımda bulunan koruyucu tanrım" derlerdi. (İnsanların sağında ve solunda tanrıların bulunmasına dikkat!)
Eski zamanlarda insanların inandığı çok sayıda tanrı bulunuyordu. Her bir tanrının ayrı bir görevi bulunuyordu, kimisi doğaya hükmediyordu kimisi bütün kötülükleri etrafa saçıyordu. Bunların yerini zamanla tek bir tanrı anlayışı almaya başlayınca, kimisi yarı inansı olan bu tanrıların iyilik ve hizmet etmekle görevli olanları meleklere, çirkinlik ve kötülük yapanlarıysa cinlere ve şeytanlara dönüşmüşlerdir.
Normalde uçan canlılar kanatlara neden ihtiyaç duyarlar? Cevabı çok basit, tabi ki yere düşmeden havada kalabilmek için kanatlar gereklidir. Peki melekler neden kanatlara ihtiyaç duyar?
Meleklere kanatları yakıştıran eski çağ insanları yerçekiminin varlığından bihaber oldukları için göklerde ve allah katında düşmeden durabilmenin bir koşulu olarak onları kanatlı varlıklar olarak düşünmüşlerdi.
Diyelim ki sümerler, mısırlılar kendi kutsal varlıklarına göklerinde hakimi yapmak için kanatlar takmayı uygun görmüşlerdi, peki allah? o neden kendi meleklerine aynı gözle bakmıştı?
İşte size her ne kadar nurdan yaratıldığına inanılmış olsa da; göklerde olduğu ve yerçekimli koşullarda düşmemesi için "kanatlı" yaratılmış, arşı ve sandıkları taşımakla görevli, insanın sağından solundan kayıt tutan allahın melekleri:
"Göklerde nice melekler vardır...." (Necm -26)
"Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder "kanatlı" elçiler yapan Allah’a mahsustur..." (Fatır -1)
"Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır." (Hakka -17)
"Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Onun hükümdarlığının alameti, size o sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Mûsâ ailesinin, Hârûn ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır..." (Bakara -248)
"Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir." (Kaf-17)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder