Maide -19:
"Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada, “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir."
Bu ayetin bir öncesindeki ayette peygamber tarafından yahudi ve hristiyanlara seslenilmesi istenilmektedir. Bu ayette geçen "kitap ehli" ile kast edilen adından da anlaşılacağı üzere bir kitaba sahip olan yahudi ve hristiyanlardır.
Allah bu ayette kitap ehli olan insanlar açısından "neden" peygamber gönderdiğini açıklamaktadır. Allahın bunu söylemiş olması; kitap ehlince ileri sürülebilecek "bize uyarıcı gelmedi" nedeninin allah tarafınca da mantıklı olduğunu göstermektedir.
peki bir kitaba sahip olan bu insanlardan "bize ne müjdeci ne de bir uyarıcı geldi" gibi bir bahane ileri sürmeleri beklenebilir miydi? Bu insanlara bir uyarıcı gelmemiş olsa ellerinde allahı ve peygamberlerini anlatan kitapları zaten olmazdı. Kitapları olmayınca da allahın bu insanlara "kitap ehli" diye seslenmemesi gerekirdi.
O zaman böylesi bir bahanenin ancak kitap ehlince kendi "yaşadıkları zamanla" ilgili olarak ileri sürüldüğünü düşünmemiz gerekir. Nitekim ayetin başında da peygamberlerin arasının "kesilmesinden" yokluğundan bahsedilmektedir.
Ne yazık ki böyle düşünürsek de sorunu çözmüş olmuyoruz. Bu sefer de; kitap ehlinin -allah katında kabul görmek üzere- sırf hayatta hiçbir peygamber yok diye bir bahane ileri sürebileceklerini kabul etmemiz gerekir. Bu da doğru olmaz çünkü; birincisi kitap ehlinin kendi peygamberlerini ölümleriyle sınırlı, gelip geçici ilahi bir misyona sahip gördüklerini düşünmek yanlış olur, ikincisi ise dünün kitap ehli bu bahaneyi ileri sürebilecekse o zaman bugünün kitap ehlinin de aynı bahaneyi ileri sürebileceğini düşünmek gerekir.
Acaba diyorum bu “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” bahanesi ile kastedilenler aslında "kitap ehli" değil de gerçekten de kendilerine hiçbir peygamber gönderilmemiş olan "putperestler" miydi? Yani ilerde putperestlerce ileri sürülebilecek bir bahane yanlışlıkla "kitap ehlince" söylenebilecek bir bahane gibi mi ayete geçmişti?
Diğer ayetlerde peygamberin daha önce kendilerine hiçbir uyarıcı peygamber gelmemiş olan bir kavme gönderildiğinden bahsedilir.
"Senden önce kendilerine nezir (peygamber) gelmemiş olan kavmi uyarman içindir" Secde-3
"Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz" Kasas-46
Yine ayetlere göre peygamber gönderilmeyen toplumlar azaba uğratılmayacaksa ve peygamber kendisine uyarıcı gönderilmemiş bir kavme gönderildiyse “bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı geldi” diye bir bahaneyi söylemek kimlerden beklenir? Kitap ehli olanların mı yoksa peygamber ve kitap ehli olmayanlardan mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder