8 Nisan 2012 Pazar

Yemin eden de "yemin et" diyen de aynı kişi!

Fecr Suresi :

1. Tan yerinin ağarmasına andolsun,
2. On geceye andolsun,
3. Çifte ve teke andolsun,
4. Geçip giden geceye andolsun.
5. Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.

Şunu en başta belirtelim, müminler dahil herkes çok iyi bilir ki, Allahın bu ayetlerdeki gibi yemin ettiği şeylere insanlar asla yemin etmezler.

Bu surenin ilk ayetlerinde allah bazı şeylerin üzerine (tan yeri, on gece, çifte ve teke) yemin etmektedir. Hemen ardından ise adeta bu yeminlerin 'ilginçliğini' fark edercesine bir açıklamada bulunmaktadır; "akıl sahibi olanlar (yani insanlar) için bunlarda yemin etmeye değer özellikler vardır."

İyi güzel ama ayetin başında yemin eden insanlar değil ki, yemin eden bizzat allahın kendisi.

Yani ilk ayetlerde yemin eden allahsa insanın değil allahın bunlarda yemin edilmeye değer özellikler gördüğünü düşünmemiz gerekir.

Eğer son ayet sadece insanı muhattap almayıp da "Şüphesiz bunlarda, yemin edilmeye değer bir özellik vardır." şeklinde daha genel olsaydı, allah kendisini de işin içine dahil etmiş olurdu ve bu da ilk ayetlerdeki yeminleriyle örtüşürdü.

veya da;

ilk ayetlerde "tan yerine yemin edin, on geceye yemin edin" gibi doğrudan insana yönelik bir söylemde bulunsaydı en son ki ayetin; "Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır." şeklinde kalması daha anlaşılır olurdu.

Şimdi baştan sona tekrar okuyorum da ayetleri, bence ilk ayetlerde yemin eden de ardından bu yeminlerinin gerekçesini söyleyen de aynı kişi, aynı "insan"! İsterseniz Allahı işin içine hiç katmadan bir de siz okuyun.

1 yorum:

  1. Vahyin Dili ve Manaları için Akademik çalışmaları hem yerli hem de Dünya'dan yayınları okuyabilmenizi tavsiye ediyorum. Dücane Cündüoğlu'nun eserlerini inceleyebilirsiniz.

    YanıtlaSil