29 Nisan 2012 Pazar

Babadan oğula, kardeşe geçen peygamberlik saltanatı!


İlkel insan topluluklarında belli bir iş kolunda ustalaşmış olan birisi o işi kendi çocuklarına da öğretirdi. Çocuklar da büyüdüklerinde babalarının mesleklerini aynen devam ettirirlerdi.

Örneğin bir duvarcının oğlu duvarcı oluyorsa bir demircinin oğlu da demirci oluyordu. Hatta sadece meslekler açısından değil bir zamanlar eski Hitit ve Yunan inançlarında günahların dahi babadan çocuklarına geçtiğine inanılıyordu.

“Bir mesleğin babadan oğula geçmesi” olayı örneklerini günümüzde dahi görebildiğimiz aile ve birarada yaşamış olmaktan kaynaklanan kaçınılmaz bir durumdur. Ancak eski insanlar tamamen kendi gündelik hayatlarında deneyimleyip uyguladıkları bu “meslek transferini” yarattıkları tanrılarına da atfetmişlerdir. Bir tanrının sadece kendisi değil çocukları da tanrılık vasıflarına sahip olmaya devam etmiştir.

Tek tanrılı dinlere baktığımızda ise Allahın insanların uygulamış oldukları babadan oğula “meslek transferine” benzer bir şekilde peygamberlik görevini de etrafta başka hiç insan kalmamışcasına onun çocuklarına aktardığını görürüz.

İnsani temelli böylesi bir ilahi görevlendirmede “oğulların” yanı sıra kardeşlerin, torunların da görev aldıkları, her şeyin “kan” bağına bağlı bir akrabalık ilişkisi çevresinde sonrakilerine aktarıldığı görülür. Peygamberlerdeki akrabalık ilişkisine bir bakalım:
 
“İlk peygamber Âdem, Âdem in oğlu Şit ikinci peygamber, Şit’in torunu İdris ise üçüncü peygamberdir. Dördüncü peygamber Nuh’tur ve beşinci peygamber Hud, Nuh’un oğlu Sam'in neslindendir. Altıncı peygamber Salih Nuh’un oğullarından Sam'ın neslinden olup Âdem'in ondokuzuncu kuşaktan torunudur altıncı ile yedinci (Zülkarneyn) ve sekizinci (İbrahim) peygamberler arasında bir bağ olup olmadığı bilgisi yoktur. Dokuzuncu peygamber Lut İbrahim’in kardeşi Hârân'ın oğludur. Onuncu peygamber İsmail İbrahim’in Hacer’den olan büyük oğludur. Onbirinci İshak İbrahim yüz yirmi yaşında Sâre doksan yaşında iken doğmuştur. İbrahim’in oğludur onikinci Yakup İshak’ın oğludur. Onüçüncü Yusuf Yakup’un oğludur. Ondördüncü Eyyüp İbrahim’in soyundan gelmektedir. Onbeşinci Suayb'in İbrahim'in üçüncü hanımı Katurah'tan olma oğlu Midyan'ın soyundan geldiği iddia edilmiştir. Onaltıncı Musa İbrahim’in soyundan gelmektedir. Onyedinci Harun Musa’nın büyüğüdür. Onsekizinci Hızır’ın bir akrabalığı yoktur. Ondokuzuncu İlyas'ın nesebinin Harun’a dayandığı iddia edilir.

Yirminci Zulkifl ve yirmibirinci Davud’un bir akrabağlıkları olduğuna dair bilgi yoktur. Yirmiikinci Süleyman Davud’un oğludur. Yirmiüçüncü Yunus’un soyu, Bünyamin'in vasıtasıyla Yakûb'a ve onun vasıtasıyla de İbrâhim'e dayanmaktadır. Yirmidördüncü Lokman’ın bir akrabağlıgı olup olmadığı bilgisi yoktur. Yirmibeşinci Üzeyr Harun peygamber'in neslinden gelmektedir. Yirmialtincı Zekeriyya’nın Kur'ân'da geçen duâlarindan (Meryem, 16/6) anlaşıldığına göre soyu daha sonra Yâkub’a varmaktadır. Yirmiyedinci Yahya Zekeriya’nin oğludur.”

Son iki peygambere gelecek olursak, İsa peygamber babasız dünyaya gelmiştir. Muhammed peygamber hakkında ise şu bilgiler verilmektedir: İsmail peygamber soyundan, Adnaniler kavminden, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları sülalesinden gelir.  Ayrıca Muhammed peygamberin, kendi soyunun İbrahim'den geldiğini şu şekilde belirttiği söylenmiştir:

“Allah, İbrahimoğullarından İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten de Beni Hâşim'i, Beni Hâşim'den de beni seçmiştir.” (İbn-i Sâd Tabakat c. 1 s. 20, Müslim Sahih c. 7 s. 58)

Peygamberlik işinden çoluk çocuğun, kardeşlerin, yakınların da nasiplenmesi mevzusunu ayetler de doğrulamaktadır:

“Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.” (Enam -87)

Son olarak bu konuyla ilgili Kurandan bir ayete daha bakalım. Ahzap Suresin’de Allah peygamberin eşlerine seslendiği ayetlerin devamında şöyle der:

“Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzap -40)

Allah seçtiği peygamberin “sonuncu” peygamber olduğunu belirtmek için onun erkek çocuklarının olmadığını söylemektedir.

Sanki peygamberden sonra yeni birisinin peygamber seçilmeyeceğini Allah değil de o kişinin erkek çocuklarının olmayışı belirleyecektir. Erkek çocuğunun yokluğuna hiç girilmeden sadece Muhammedin son peygamber olduğu söylenmiş olsaydı bir şeyler eksik mi kalacaktı?

Birçok konuda olduğu gibi “peygamberliğin babadan oğula“ geçmesi mevzusunda da karşımıza eski insanlar gibi hareket eden bir Allah çıkmaktadır. Bu yüzden herkesin kendisine şunu bir kez daha sorması gerekiyor; dinler tarihini ele aldığımızda acaba gerçekten de Allah kendi yasalarını mı uygulamıştı, yoksa insanlar yasalarını Allah’a mı uygulatmışlardı?

11 yorum:

  1. son cümle bence doğrudur

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir yazı kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. İçim ürperdi
    Bu konuları düşünmek bile neden beri ürkütüyor

    YanıtlaSil
  4. bu sorunun önemi büyük. ancak kuran da tüm peygamberlerin akraba olduğu geçmez. ibrahim den itibaren geçenlerin (kısmen daha yakın tarih) akrabalıkları söz konusu. kuranda ; her kavime her topluluğa nebi yada resul geldiği söylenir. böyle bir akrabalık söz konusu olamaz. ki, bu işin güney amerikası, kuzey kutbu, afrikası, adaları vs... leri de var. bizim aldanışımız, ismi geçen peygamberler den (ortadoğu kökenli) başka peygamber gelmediğini sanmamızdır. eğer hepsi akraba olsa inkaların peygamberi kim di?

    YanıtlaSil
  5. bu sorunun önemi büyük. ancak kuran da tüm peygamberlerin akraba olduğu geçmez. ibrahim den itibaren geçenlerin (kısmen daha yakın tarih) akrabalıkları söz konusu. kuranda ; her kavime her topluluğa nebi yada resul geldiği söylenir. böyle bir akrabalık söz konusu olamaz. ki, bu işin güney amerikası, kuzey kutbu, afrikası, adaları vs... leri de var. bizim aldanışımız, ismi geçen peygamberler den (ortadoğu kökenli) başka peygamber gelmediğini sanmamızdır. eğer hepsi akraba olsa inkaların peygamberi kim di?

    YanıtlaSil
  6. Bunu imani olarak mı yoksa gayrimüslim olarak mı yazdınız. Çünkü Din imandır. İnançtır. İnanmazsanız da inanmazsınız. Fakat İmanla dalga geçilmez. Yazınız inananları rencide eder. Hiç bir ciddi devlet de herhangi bir topluluğa hakaret ettirmez. Akraba olabilirler. Siyasetçilerde babadan oğula devreder. Çünkü halk babasına bakarak not verir. Her şehirdeki milletvekillerine bakın babası amcası geçmişte milletvekilidir. 'Soylu aileden geliyor' lafı aynen bu tez için söylenmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyide benim soyumdan vekil yada zengin yok diye hep zavalli halk olarakmi kalacagim bun döngü oeygamberlerim ayni soydan geldiginden biz onlara hizmetmi edecegiz nakşiler biz kavsin kolesiyiz onlara hizmet icin variz diyor bence kurandaki aciklamalarda meal eksikligi var ilim insanlari bakmali onlari yurt disina kaçırmamalısıyiz

      Sil
    2. Bu sayfanın diğer yazılarına da bakin . Bu kişi gayri müslim birisi . Şimdi ki zamanda herkese bilgi yeri olarak google aşıladılar. Yeni Z kuşağı dediğimiz gençler google bilgilerini doğru olarak kabul ediyorlar. Onun için buradan yalnis bilgi paylaşıyorlar

      Sil
  7. Yönetim şekli zaman ilerledikçe değişmiş.peygamberlik,sultanlar,krallar derken en son siyaset

    YanıtlaSil
  8. Peygamberlerin bir kısmı Kur’an’da zikredilmekle birlikte bir kısmından hiç bahsedilmemiştir (el-Mü’min 40/78). Peygamberlerin ilki Hz. Âdem, sonuncusu Hz. Muhammed’dir. Tarihte bazan peş peşe, bazan aynı zaman dilimi içinde, bazan da kısa veya uzun aralıklarla peygamberler gönderilmiştir (el-Bakara 2/87; el-Mâide 5/19, 46; el-Mü’minûn 23/44; Yâsîn 36/6). Bu peygamberler ve onlara verilen vahiyler birbirini teyit etmiş, son nebî ve resul olan Hz. Muhammed’in getirdiği Kur’an ise bütün peygamberleri ve ilâhî kitapları doğrulayıp onlara şahitlik etmiştir (el-Bakara 2/89, 101; Âl-i İmrân 3/3-4, 81). Bütün nebî ve resuller, insanların sorumlu tutulduğu konularda bir bahane ileri sürmelerine mahal bırakmayacak şekilde Allah’ın emirlerini tebliğ etmişlerdir (en-Nisâ 4/41, 165; el-Ahzâb 33/46). Kuran da adı geçen peygamberler orta doğu ya gönderilenlerdir. bunlar dışında 120.000 peygamberden bahsedilir. nisbeten küçük bir çoğrafya ve az nüfus sayılabilecek oetadoğu da peygamberlerin akraba olması kaçınılmaz. Peygamberimizin amcaları da peygamber soyundan dı ama bazısı kafir idi. Dolayısıyla peygamberlik babadan oğula geçer diye bir tesbit yanlıştır.
    “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzap -40) ayeti de Peygamberimizin üvey oğlu Zeyd için gelmiş bir ayet olup evlatlık müessesesinin kaldırıldığını bildirmek için vahy olunmuştur. Allah hşdayet versin.

    YanıtlaSil