25 Nisan 2012 Çarşamba

Göğe yükselip inen, yere girip çıkan...?




Sebe Suresi (2):

"Allah, yere gireni, yerden çıkanı; gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, çok merhamet edicidir, çok bağışlayıcıdır."

Hadid Suresi (4-6):

"O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak O’na döndürülür. Geceyi gündüze sokar, gündüzü de geceye sokar. O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir."

Kurandaki "güneş ve ay"a olan bakış açısı malumdur, Mesela Kehf Suresi 86. ayetinde:

 "Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu."  denir.

O zaman haklı olarak kendimize şunu sorabiliriz, yukardaki iki ayette geçen "yere girip çıkan, göğe yükselip inen" den kastedilen nedir?... Sakına burada göğe yükseldikten sonra inen güneş veya ay'ın hareketlerinin bir devamı olarak yere girip ordan da çıktığı söylenmiş olmasın?

İlk başta şuna değinmek gerekir ki, Hadid Suresi 6. ayetinde gece ve gündüzlerin birbirine sokulmasından bahsedilmktedir. Bu ifadelerden kastedilenin güneş ve ay'ın hareketleri olduğunu tahmin etmek zor değil:

"Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır." (Lokman -29)
Bunun yanı sıra, Hadid Suresi'nde yerin ve göklerin 6 günde kurulduğu bahsedilir, ondan sonra da arşa yönelindiği söylenir. Hemen arkasından da "göğe yükselip inen, yere girip çıkandan" bahsedilir.

Kuranla biraz içli dışı olan birisi farklı surelerde geçse dahi ayetler arasındaki anlatım benzerliklerini bilir. Aşağıdaki ayet de Hadid Suresi'nin 4. ayeti ile aynı şekilde başlar ve devamında "güneş, ay ve yıldızlardan" bahsedilir.

Araf Suresi -54:

"Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan ve Arş'a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır..."

Hadid Suresinin 4. ayetine benzer şekilde yer, gök ve arşın kurulumunu anlattıktan sonra "göğe yükselen ordan inen, yere girip çıkan" demek yerine güneş ve ay'dan bahseden başka ayetler de bulunuyor:

Rad Suresi -2:

"Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız."

Yunus Suresi (3-4-5):

"Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte O, Rabbiniz Allah’tır. O hâlde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz? Hepinizin dönüşü ancak O’nadır. Allah, bunu bir gerçek olarak va’detmiştir. Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükâfatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kâfirlere gelince, inkâr etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah, bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır."

Furkan Suresi (59-60-61-62):

"Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş'a4 kurulan Rahmân'dır. Sen bunu haberdar olana sor! Onlara, "Rahmân'a secdeye kapanın denildiğinde "Rahmân da nedir? Senin bize emrettiğine mi secde edeceğiz?" derler ve bu onların nefretini artırır. Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.O, öğüt almak isteyen ve çok şükredici olmayı dileyen kimseler için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getirendir."

Bir de Secde Suresi'nin 5. ayetine bakalım. Bu ayetin meallini daha doğru anlamak adına kelime kelime anlamlarına bakalım:

Secde Suresi 5. ayet:

1. yudebbiru : tedbir eder, düzenler
2. el emre : emir, Allah'tan gelen ve Allah'a dönen herşey
3. min es semâi : göklerden
4. ilâ el ardı : arza, yere
5. summe : sonra
6. ya'rucu : yükselir, çıkar
7. ileyhi : ona
8. fî : içinde, de
9. yevmin : gün
10. kâne : oldu
11. mıkdâru-hu : onun miktarı
12. elfe : bin (1000)
13. senetin : sene
14. mimmâ : şeyden
15. teuddûne : siz sayıyorsunuz

Görüldüğü gibi bu ayette de "göklere yükselip sonra yere inenden" bahsedilmektedir. Devamında ise insanlara göre bir hesaptan, bir günün 1000 sene sayılmasınan bahsediliyor.

Burda da yine göklerden yere bir yükselme ve inme hadisesi var ve yine kast edilenin güneş, ay veya yıldızlar olduğunu düşünüyorum. Bunun ipucunu bize verense ayetin sonunda "sene hesabından" bahsediliyor olmasıdır.

"O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı.." (Enam -96)

"O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir..." (Yunus -5)

Görüldüğü gibi insana göre "sene hesabının" yapılması doğrudan güneş ve ayı ilgilendiren bir durumdur. Bu durumdan hareketle "sene hesabından" bahseden yukarıdaki Secde Suresinin 5. ayetindeki "göklere yükselip yere inen" ifadesinin güneş ve ay'a işaret ettiğini söyleyebiliriz.

Enbaştaki iki ayette geçen "yere girip çıkan, göğe yükselip inen" den kastedilenin güneş, ay veya yıldızlar olma ihtimali bir hayli yüksek gözükmektedir. Güneşin battığı yere varılmasından bahseden ayetler oluyorsa, güneşin yere girip çıkmasından söz eden ayetler neden olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder