Ayetlerde Allah dilerse bazi ayetleri peygambere unutturabileceğinden bahsetmektedir. Unutturma işini yaptıran Allahdır.
Buyuk islam alimlerince kabul edilmis olan ve tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen sahabe Abdullah bin Abbas`tan nakledilen bilgilere gore Enam Suresi bu sureden daha sonra inmiştir. Bu surenin 68. ayetinde ise şöyle denir:
"Âyetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma." (Enam 68)
Bir önceki Ala Suresinde peygambere ayet unutturan Allah, Enam Suresinde birden şeytana dönüşüverdi.
Bir de şu nokta var tabi, Ala Suresinde adeta bir keramet olarak Allah peygamberin hafiza yeteniğini mükemmelleştirmeketdir.
"Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık." (Taha 115)
Ademin unutkanlığının bedeli kendisiyle sınırlı kalsa iyiydi ama öyle olmadı, dünyanın hali ortadadır. Eğer Allah buyrukları konusunda peygambere verdiği "unutturmayacağız" kerametini Adem`e de vermiş olsaydı veya `"unutturma" sorumluluğunu kendi üzerine alsaydı şu an herkes cennette kadeh tokuşturuyor olurdu. :)
İşin aslı bence şu olmalı, mevzu "unutmama" gibi bir kerametten bahsetmek olunca "allah herşeyde dilediğini yapar, isterse de unutturur" tarzında bir ilavede bulunuluyor, ama mevzu yapılmış olan bir unutma hatasına gelince top doğrudan şeytana atılıyor.
İlk ayetteki unutma ayetleri unutmak olarak tamam ama 2. Ayette unutursan ifadesi ayetleri unutursan demek değil, ayetler hakkında dedikodu yapanlardan uzaklaş diyor ya oradan uzaklaşmayı unutursan diyor yani.
YanıtlaSil