"Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir."
Fussilet 9,10,11,12:
"De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
O, dört gün içinde, yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına
Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.
Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir."
soru-1: Allah "ol" dediği zaman herşey oluyorsa göklerin ve yerin yaratılması neden günlerce sürüyor, tekbir "ol" emri ve tek bir "gün" yetmiyor mu?
soru-2: Herşey "ol" dediğinde oluyorsa neden göğe ve yeryüzüNe "isteyerek veya istemiyerek gelin" diye ön bir çağrıda bulunuluyor?
Soru-3 : "Ol" deyip var etmek varken "gel" deyip de cansız olanı canlıymış gibi muhattap almanın mantığı nedir?
Soru -4: Cansız olan bu yeryüzü ve göğün isteyerek "veya" istemeyerek gelmesi önemsizse neden doğrudan "gelin" demek yerine "isteyerek veya istemeyerek gelin" deniyor?
soru-5: Ayetlerde geçen günlerden kastedilen bizim bildiğimiz anlamdaki günler midir, yani 1 günün dünyanın kendi ekseni etrafındaki tam bir dönüşüne tekabül eden 24 saatlik zaman dilimi midir?
Eğer bunun cevabı "evet"se;
-Yeryüzünde dağların yaratılması onun üzerinde rızıklar meydana getirilmesi, daha sonra 7 katlı göğün yaratılması, yıldızlarla donatılması hepsi bir haftalık kısa bir sürede mi meydana gelmiştir?
-Bu durum, dağların ve yıldızların nasıl oluştukları ve bunun ne kadar zaman aldığı konusundaki bilimsel verilerle ne kadar örtüşmektedir?
-Kitaba göre "günler" dünya ve gökleri yaratıyordu ama işin doğrusu bizim bildiğimiz bu "günleri" yaratan dünya idi. Bildiğimiz anlamdaki "gün" dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşüyle ilgiliyse ve bu da ancak dünyanın oluşumundan sonra ortaya çıkabilecek bir zaman dilimiyse neden dünya hatta gökler daha yaratılmadan önce bu zaman dilimi esas alınıp, ona göre süre biçiliyor? Böylesi bir bakış o çağlara has "dünya güneşin etrafında değil, güneş dünyanın etrafında dönmektedir" tarzındaki dünya merkezli yanlış bir uzay algısının bir sonucu değil miydi?
Eğer bu sorunun cevabı "hayır" burdaki günler allah katında geçerli farklı zaman dilimlerini işaret ediyorsa;
o zaman diğer surelerde geçen ve yine aynı kelime(eyyâmin)ile yazılan günler ne kadarlık bir süreye işaret ediyordu?
Hud 65:
"Derken onu kestiler. Salih, dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. (Sonra helâk olacaksınız.) İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir.”
Maide -89:
"..Fakat kim bunları bulamazsa, o taktirde üç gün oruç tutsun..."
Bence "gün" kavramını bu şekilde sorgulamanın mantığı yok. Burada amaç önemli çünkü. Netice itibari ile Kur'an indiği tarihte bilinen bir "gün" kavramı vardı, onun dünyanın oluşumu sırasındaki varlığının önemi yok ki. Olay sonradan anlatılıyor bilinen kavramlar üzerinden.
YanıtlaSilEşyalara ruh verilmesi ise sadece burada rastlanan bir öğe değil. Burda da asıl vurgulanmak istenenin herşeyin Allah'a tabi olduğu ve ona bi'at ettiği olduğunu düşünüyorum. Yoksa bir dağın bugün de ruhu olabilir,ya da taşın.
Cevap-1
YanıtlaSilAllah ol diyince zaten oluyor ve oldu.Şuanda kıyamet koptu cennet ve cehennem hazır.Yıldızlar ve evrenin sonu geldi.Zaman ve mekan insan içindir.Allah insan ve madde gibi zamana bağlı değildir.O ol derse ve bir ağaç yaratacaksa ona olur ama senin idrakın için zaman gerekir çunku sen zamansız değilsin.Yok bende zamansız olmalıydım neden 13milyar yıl bekletildim ,ol diyince bende olduğunu görmeliyim diyosan sen tanrı olmalısın
Cevap-2
İsteyerek ve istemeyerek gelin dedim ve isteyerek geldiler.Anlayın ki yarattığım mahlukatlar bana secde eder.Kuranda bahsedilen İnsanın nankörlüğü burayla ilişkisi vardır.Akıl ve irade verdiklerimin bazıları isteyerek gelmiyor
KÜN FE YEKÜN = KÜN DEYİNCE BİR ARAYA GELİRLER , TOPLANIRLAR..HOKUS POKUS DEĞİL BU !
YanıtlaSil