8 Nisan 2012 Pazar

Tanrıların yılanlı sopaları!




Mitolojide ve eski inançlarda tıpkı "ağaç" sembolünde olduğu gibi “yılan” sembolünün de ayrı ve önemli bir yeri bulunmaktadır. Ağaçların mevsimsel olarak yapraklarını döküp yeniden dirilmesi gibi yılanlar da derilerini değiştirip ölüp yeniden dirilebilen canlılar olarak düşünülmüştür. Yine toprağın derinliklerine kök salan ağaçlar gibi yılanlar da toprağın altındaki “ölüler diyarından” gelip yeryüzüne çıkabilen canlılar olarak görülmüştür.

Bilindiği gibi yılan, hekimliğin yanı sıra hemşirelik, eczacılık, veteriner ve diş hekimliğinin mesleki sembolü olan bir yaratıktır. İnsanın var olduğundan buyana en fazla aradığı şey olan "iyileşme ve ölümsüzlük" arzusu sembolik de olsa "ağaç" ve "yılanda" kendini göstermekteydi. Bu yüzden ağacı simgeleyen sopa ile yılan figürlerinin, birbirine yakin topraklarda hüküm sürmüş medeniyetlerde benzer anlamlar ifade ettiği görülmüştür.

Sümerler : Sanat tarihiyle ilgili eserler, yılanın tıp sembolü olarak ilk defa kullanılmasının Sümerlerde görüldüğünü belirtmektedir. Sümer tanrılarından birisi adı "Yaşam Ağacının Hakimi" manasına gelen Ningişzida'dır. Ningişzida suyun ve yaşamın yani sıra sağlığın da tanrısıdır. Bu tanrının sembolü ağaca sarılmış haldeki biri erkek biri dişi iki yılandır. Sopanın yaşam ağacını, yani yaşamı; yılanın ise gençliği temsil ettiği bu motif, binlerce yıl boyunca çeşitli ülkelerde yalnız sopa ya da sopa-yılan, ya da birbirine sarılmış iki yılan halinde koruyucu ve şifa verici bir sembol olarak resimlerde, kabartmalarda kullanılmıştır.

Eski Mısır : Tıp kelimesinin orijinini aldığı Teb (Thebai) şehrinin totemi yılandır. Teb şehri ise eski Mısır'ın en önemli sağlık merkezidir. Ayrıca Mısır bilgelik tanrısı Thoth elinde yilan sarılı bir asa ile de resmedilmiştir. Thoth, kraliyet mensuplarının ölü bedenlerini hazırlar, bu ölü bedeni hazırlama görevi de Thoth’un büyücü kimliğiyle alakalıdır. Thoth`un karakteri olan Ay’ın doğumu nasıl ki ölmüş olanın yeniden doğumuysa, Ay tanrısı da ölenlerin öte-alemdeki doğuşunu mümkün kılan güç olur. Thoth ile özdeşleştirilmiş olan Yunan Mitolojisindeki tanrı Hermes`in (Romalılarda Merkür) büyülü asası da ikiz yılanlarla sarılı bir asa şeklindedir.

Eski Yunan : Asklepios, Yunan Mitolojisi'nde tıbbın ve sağlığın tanrısıdır. Yılanlı asası ile Yunan söylencelerinde Apollon’un oğlu olarak geçer. Asklepios, elindeki asasını (ki bu asa da bugün bildiğimiz, tıbbın simgesi olan (eskülap) yılan dolanmış asadır.) yanından hiç ayırmaz, gittiği her yere onu da götürür, yorulduğu zaman da ondan destek alır. Daha öteye giderek, ölüleri bile diriltmeye çalışır.

Tevrat: Tevrat`ta yılan-değnek sembolü karşımıza tekrar çıkmaktadır. Kitapta anlatılan bir olaya göre Musa insanları ölmekten kurtarıp iyileştirmek için direk üzerine bir yılan koyar ve ona bakan insanlar ölmekten kurtulur.

Tevrat/Çölde Sayım 21-Tunç Yılan 4-9 :

“Edom ülkesinin çevresinden geçmek için Kızıldeniz yoluyla Hor Dağı'ndan ayrıldılar. Ama yolda halk sabırsızlandı. Tanrı'dan ve Musa'dan yakınarak, "Çölde ölelim diye mi bizi Mısır'dan çıkardınız?" dediler, "Burada ne ekmek var, ne de su. Ayrıca bu iğrenç yiyecekten de tiksiniyoruz!" Bunun üzerine RAB halkın arasına zehirli yılanlar gönderdi. Yılanlar ısırınca İsraillilerden birçok kişi öldü. Halk Musa'ya gelip, "RAB'den ve senden yakınmakla günah işledik. Yalvar da, RAB aramızdan yılanları kaldırsın" dedi. Bunun üzerine Musa halk için yalvardı. RAB Musa'ya, "Bir yılan yap ve onu bir direğin üzerine koy. Isırılan herkes ona bakınca yaşayacaktır" dedi. Böylece Musa tunç bir yılan yaparak direğin üzerine koydu. Yılan tarafından ısırılan kişiler tunç yılana bakınca yaşadı.”

Kuran: Kurandaki ayetlere baktığımızda da Musa'nın elindeki yılana dönüşebilen asadan bahsedildiği görülür.

Kasas Suresi:

31. "Değneğini (yere) at." (Mûsâ değneğini attı). Onu bir yılanmış gibi süratle hareket eder görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. (Bu sefer şöyle seslenildi:) "Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Çünkü sen güvenlikte olanlardansın."

32. "Elini koynuna sok. (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir. Çünkü onlar fasık bir kavimdirler."

Bu ayetlerde Musa'nın yılana dönüşen asası bir hastalık ve iyileşme mucizesi ile birlikte iki delil olarak ele alınmaktadır. Karşımıza yine yılan-asa-iyileşme üçlemesi çıkmaktadır.

Biribirini takip eden tarihsel süreçler içerisinde aynı topraklarda yaşayan toplumlar geçmişten kalan kimi inanç ve geleneklerini yaşatmaya devam etmişlerdir. Sümerler, mısır, antik yunan ve tek tanrılı dinler dönemindeki farklı medeniyetlerdeki iyileştirici tanrı ve elçilerinin yılanlı asalarına ilişkin sembolleri aşağıdaki linkten görebilirsiniz.

1 yorum: